Multilingual Turkish Dictionary

English

English
EMPTIO : English Turkish

n. (Latin) satın alma akdi, bir şeyin satın alındığını gösteren anlaşma veya kontrat (Hukuk)

EMPTOR : English Turkish

n. alıcı, satın alan kimse, müşteri

EMPTY : English Turkish

v. boşaltmak, boşalmak; içini boşaltmak; dökmek, dökülmek; içini çıkarmak, tahliye etmek

EMPTY : English Turkish

adj. boş; yoksun, aç; boşuna, içeriksiz, önemsiz, anlamsız

EMPTY : English Turkish

n. boş kap, boşalma

EMPTY BELLY : English Turkish

oş göbek, boş mide, boş karın

EMPTY CARTRIDGE : English Turkish

oş kovan, boş mermi, askerî eğitimde kullanılan boş kovan veya içinde barut bulunmayan kovan

EMPTY FEELING : English Turkish

oş his, boş duygu, anlamsızlık hissi

EMPTY GESTURE : English Turkish

oş bakış, anlamsız mimik, anlamsız hareket

EMPTY HANDED : English Turkish

eli boş

EMPTY HEADED : English Turkish

oş kafalı, akılsız, kuş beyinli

EMPTY MAGAZINE : English Turkish

oş şarjör, içinde mermi bulunmayan şarjör

EMPTY NEST SYNDROME : English Turkish

oş yuva sendromu, tüm çocukların evi terk etmesi sendromu, tüm çocukları büyüyüp evi terk ettiklerinde anne baba tarafından bazen yaşanan üzüntü veya depresyon durumu

EMPTY OF ALL CONTENT : English Turkish

içeriği boşaltılmış, içi boş, içinde hiçbir şey olmayan, boş

EMPTY PROMISES : English Turkish

oş vaatler, boş sözler, anlamsız sözler, temeli olmayan vaatler

EMPTY RHETORIC : English Turkish

oş konuşma, boş lakırdı, anlamsız konuşma, anlamsız sözler

EMPTY SKULL : English Turkish

oş kafatası, boş kafalı, kuş beyinli, aptal, kafasız, beyinsiz

EMPTY SPACE : English Turkish

oş yer

EMPTY TALK : English Turkish

oş konuşma, boş lakırdı, anlamsız konuşma, anlamsız sözler

EMPTY WORD : English Turkish

n. sözlük değil gramer anlamı olan kelime

EMPTY WORDS : English Turkish

oş lâf, laf, önemsiz sözler

EMPTY-POCKETED : English Turkish

oş cepli, meteliksiz, parasız, beş kuruşsuz, hiç parası olmayan

EMPTYING : English Turkish

n. boşaltma, tahliye

EMPTYINGS : English Turkish

n. bira veya şarap posası

EMPURPLE : English Turkish

v. morartmak, mor renge boyamak, mor renk vermek; kızarmak, kırmızılaşmak; yüzü kızarmak; morlaşmak, mor olmak, mor hale gelmek