English
EMPURPLED : English Turkish
adj. morartılmış, mor renge boyanmış, mor renk verilmiş; kızartılmış, kırmızılaştırılmış; yüzü kızarmış; morlaşmış, mor olmuş, mor hale gelmiş
EMPYEMA : English Turkish
n. ampiyem, (Tıp) vücudun bir boşluğunda irin toplanması (özellikle de ciğerlerde)
EMPYEMIC : English Turkish
adj. ampiyemik, (Tıp) ampiyemi ile ilgili, vücudun bir boşluğunda irin toplanması ile ilgili (özellikle de ciğerlerde)
EMPYREAL : English Turkish
adj. göksel, yüce, ulu
EMPYREAL : English Turkish
n. gök, gökkubbe, gökyüzü
EMPYREAN : English Turkish
n. gök, gökkubbe, gökyüzü
EMPYREAN : English Turkish
adj. göksel, yüce, ulu
EMS : English Turkish
EMS, Avrupa Ekonomik Birliği halkları için tasarlanmış olan para birimleri arasındaki döviz kurlarını ayarlayan ve onları birbirine bağlayan yöntem
EMS : English Turkish
EMS, temel yaşam desteği ve ileri kalp yaşam desteği içeren acil tıbbi tedavi
EMS : English Turkish
n. Ems, kuzeybatı Almanya'da bir nehir
EMS MEMORY : English Turkish
EMS belleği, Genişletilmiş bellek
EMSG : English Turkish
EMSG, elektronik e-posta iletisi, İnternet aracılığı ile teslim edilen bilgisayarla işlenmiş mektup
EMT : English Turkish
"emergency medical technician (acil müdahale teknisyeni)", acil müdahale teknisyeni, acil tıp teknisyeni, yaralanan kimselerin ambulans veya uçak ile bir sağlık kuruluşuna naklinden önce bu kişilerin durumlarının değerlendirilmesi ve acil bakım uygulanması konusunda eğitimli ve lisanlı görevli
EMU : English Turkish
EMU, belirli Avrupa ülkeleri arasında olan finansal anlaşma
EMU : English Turkish
n. koşucu devekuşu
EMULATE : English Turkish
v. özenmek, benzemeye çalışmak; yarışmak; imrenmek
EMULATION : English Turkish
n. benzemeye çalışma, özenme; yarışma
EMULATION SOFTWARE : English Turkish
emülasyon yazılımı, öykünme yazılımı, bir bilgisayarın çalışmalarını başka bir bilgisayarınkilerine uyarlayan program, farklı bilgisayar dillerini çeviren program
EMULATIVE : English Turkish
adj. taklitçi, taklit eden, taklit yapmaya meyilli
EMULATIVELY : English Turkish
adv. taklitçi bir şekilde, taklit ederek
EMULATOR : English Turkish
n. taklitçi, taklit yapan, öykünücü, benzetici; rakip
EMULE : English Turkish
n. uçtan uca ücretsiz olarak dosya paylaşımına olanak sağlayan bir uygulama
EMULE : English Turkish
v. benzetmek, öykünmek, kopyalamak
EMULOUS : English Turkish
adj. hırslı, ihtiraslı, tutkulu, arzulu (başarı konusunda); taklitçi, taklit eden
EMULSIBLE : English Turkish
adj. emilsiyon haline dönüştürülebilir, sıvı içinde askıya alınabilir
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani