English
ENACTION : English Turkish
n. kanunlaştırma, kanun, yasa, sahneleme, canlandırma
ENACTMENT : English Turkish
n. hüküm, kararname, buyruk, emir, kanun, düzenleme; performans, sunum
ENACTOR : English Turkish
n. hükmeden, kararname çıkaran, buyuran, kanunla düzenleyen
ENAMEL : English Turkish
n. mine, sır, emay, emay işi eser, tırnak cilası, diş minesi, emaye
ENAMEL : English Turkish
v. sırlamak, emaylamak, minelemek, süslemek
ENAMEL : English Turkish
adj. emay işi
ENAMELER : English Turkish
n. mine ile kaplayan, mineleyen, mineleyici, emaye yapan, emaye ile kaplayan
ENAMELLED : English Turkish
adj. mine ile kaplanmış, minelenmiş, emaye ile kaplanmış, emayelenmiş
ENAMELLER : English Turkish
n. mineci, emaycı
ENAMELLING : English Turkish
adj. mine ile kaplama, mineleme, emaye ile kaplama, emayeleme
ENAMELLING : English Turkish
n. mine, emaye, füzyon yoluyla metal yüzeylere veya çömleklere uygulanan cam benzeri madde; emaye eşyalar, emaye malzemeler; (Dişçilik) bir diş kaplamasının üzerine giydirilen sert ve cam gibi kalkerli bir madde
ENAMELLIST : English Turkish
n. mine ile kaplayan, mineleyen, mineleyici, emaye yapan, emaye ile kaplayan
ENAMELWARE : English Turkish
n. mine ile kaplanmış eşyalar, mineli malzemeler, emaye kaplı araçlar, emayeli eşyalar
ENAMELWORK : English Turkish
n. mine ile kaplanmış eşyalar, mineli malzemeler, emaye kaplı araçlar, emayeli eşyalar
ENAMOR : English Turkish
v. büyülemek, etkilemek; aşık etmek, aklını başından almak
ENAMORED : English Turkish
adj. âşık, abayı yakmış, tutulmuş, meftun, gönül vermiş, vurgun
ENAMOUR : English Turkish
v. büyülemek, aklını başından almak, etkilemek, aşık etmek
ENAMOURED : English Turkish
adj. aşık, tutkun
ENANTIOMER : English Turkish
n. enantiyomer, ayna görünümlü, birbirinin ayna görünümü olan kristal veya mineral çiftinin her biri
ENARTHRODIAL : English Turkish
adj. enartrodiyal, yuva eklemiyle ilgili (Anatomi)
ENARTHROSIS : English Turkish
n. enartroz, mafsal, yuva eklemi (Anatomi)
ENC : English Turkish
n. "enclave (anklav)", anklav, kapanım, yabancı bir ülke ile çevrelenmiş bölge
ENC : English Turkish
n. ekli, ilişik; kapalı, çevrelenmiş, kuşatılmış, örtülü
ENC. : English Turkish
"enclosed (ilişik)", ilişik, ekli, bir mektuba iliştirilmiş (ilave bir evrak veya mektup)
ENC. : English Turkish
"enclosure (ilişikteki)", ilişikteki, ek, bir mektuba iliştirilmiş ilave bir evrak veya mektup
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani