Multilingual Turkish Dictionary

English

English
ENDODONTICS : English Turkish

n. endodontik, diş hekimliğinin dişin iç kısmı hastalıklarını tedavi eden dalı

ENDODONTIST : English Turkish

n. endodontist, endodontik uzmanı, diş hekimliğinin dişin iç kısmı hastalıklarını tedavi eden dalında uzman

ENDODONTIUM : English Turkish

n. diş özü, dişin iç kısmı (arterleri, damarları, sinir dokularını, vb. içeren)

ENDOENZYME : English Turkish

n. endoenzim, hücrenin içerisinde çalışan enzim

ENDOGAMOUS : English Turkish

adj. kapalı grup/toplum evliliği, birinin belirli bir grub veya kabile içerisinde evlenmesi

ENDOGAMY : English Turkish

n. endogami, içerden evlenme, aile içi evlilik

ENDOGENOUS : English Turkish

adj. iç kısmından kaynaklanan

ENDOGENOUS VARIABLE : English Turkish

değerine bir sistemin yapısı içerisindeki çalışmasına göre karar verilen element

ENDOGENOUSLY : English Turkish

adv. içerden, iç kökenden

ENDOLYMPH : English Turkish

n. iç kulak sıvısı, iç kulak içerisinde bulunan sıvı

ENDOMETRIAL : English Turkish

adj. endometrium ile alakalı, rahim iç yüzeyine ait, rahim iç kaplaması ile alakalı

ENDOMETRIOSIS : English Turkish

n. (Tıp) rahim dokularının uterusun dışında (pelvis (leğen kemiği) boşluğunda, yumurtalıklarda, vb.) büyüdüğü kadınları etkileyen hastalık

ENDOMETRITIS : English Turkish

n. uterusu kaplayan zarın iltahabı

ENDOMETRIUM : English Turkish

n. uterusu kaplayan zar

ENDOMORPH : English Turkish

n. bir başka mineralin içinde bütünleşmiş halde bulunan mineral; endomorfik vücut tipine sahip kimse, şişman kimse (Pisikoloji)

ENDOMORPHIC : English Turkish

adj. endomorfik, bir başka mineralin içinde bütünleşmiş halde bulunan bir mineral ile alakalı; ndomorfik vücut tipine sahip bir kimse ile alakalı (Pisikoloji)

ENDOMORPHISM : English Turkish

n. bir endomorf içerisinde meydana gelen değişim (Petroloji)

ENDOPARASITE : English Turkish

n. içparazit, asalak

ENDOPHYTE : English Turkish

n. endofit, parazit bitki, bir başka bitkinin içesisinde büyüyen bitki (Botanik)

ENDOPHYTIC : English Turkish

adj. (Botanik) bir endofit ile alakalı, bir başka bitkinin içesisinde büyüyen bir bitki ile alakalı

ENDOPLASM : English Turkish

n. endoplazma, bir hücrenin stoplazmasının iç kısmı

ENDOPLASMIC : English Turkish

adj. endoplazma (bir hücrenin stoplazmasının iç kısmı) ile alakalı

ENDORPHIN : English Turkish

n. endorfin, endorfin hormonu, vücutta doğal olarak bulunan ve vücudun acıya direnç eşiğini artıran bir uyuşturucuya benzeyen iki veya daha fazla amino asitten oluşan bileşik

ENDORSABLE : English Turkish

adj. onaylanabilir; imzalanabilir (çek veya fatura gibi); izin verilebilir, uygun görülebilir

ENDORSE : English Turkish

v. onaylamak, desteklemek; arkasına yazmak; ciro etmek; havale etmek