English
ENDURE : English Turkish
v. dayanmak, katlanmak; durmak, var olmak; sürmek, devam etmek; sabretmek, dişini sıkmak
ENDURE IN SILENCE : English Turkish
v. içine atmak
ENDURER : English Turkish
n. dayanan kimse, direnen kimse, katlanan kimse, dişini sıkan kimse
ENDURING : English Turkish
adj. sürekli, uzun süren, baki; sabırlı, dayanıklı
ENDURINGLY : English Turkish
adv. uzun süre devam eden , çok uzun bir süre için, durmaksızın
ENDUSER : English Turkish
n. son kullanıcı, özel olarak ona ve onun ihtiyaçlarına göre yapılmış bir programı kullanan kimse, birşeylerin (bir ürün, bilgisayar, bilgisayar programı, vb. gibi) kendilerine yönelik yapıldığı veya tasarlandığı en son kullanıcılar
ENDWAYS : English Turkish
adv. uç uca; dik olarak, ucu öne doğru
ENDWISE : English Turkish
adv. uç uca; dik olarak, ucu öne doğru
ENDYMION : English Turkish
n. Endymion (Eski Yunan Mitolojisi) sonsuz uykuyla daima genç tutulan Selen (Ay Tanrıçası) tarafından sevilen yakışıklı genç adam
ENE : English Turkish
ENE, pusula yönü
ENEAS : English Turkish
n. Eneas, erkek ismie
ENEMA : English Turkish
n. lavman, lavman sıvısı
ENEMA BAG : English Turkish
n. lavman sıvısı çantası, bir lavmanı enjekte etmek için kullanılan plastik çanta veya diğer aparatlar
ENEMY : English Turkish
n. hasım, düşman, düşman kuvvetleri
ENEMY : English Turkish
adj. düşman, düşmana ait
ENEMY LINES : English Turkish
düşman hatları, düşmanları ayıran hatlar veya bariyerler
ENEMY OF : English Turkish
düşmanı, den nefret eden veya zarar vermeyi isteyen (bir kimse, grup veya ülke)
ENERGETIC : English Turkish
adj. enerjik, faal, çalışkan, kuvvetli, güçlü
ENERGETIC PERSON : English Turkish
enerjik kimse, çok miktarda enerjisi veya yaşama gücü olan kimse
ENERGETICALLY : English Turkish
adv. enerjik bir tarzda, dinç bir şekilde, enerjik olarak
ENERGETICS : English Turkish
n. enerji bilimi
ENERGISE : English Turkish
v. neşelendirmek, uyarmak, canlandırmak; elektrik enerjisi sağlamak (ayrıcao energize)
ENERGISER : English Turkish
n. neşelendiren/uyaran kimse veya şey, canlandıran ve uyaran şey yada kimse; elektrik enerjisi sağlayan aparatlar; (Argo) halüsinasyonlara sebep olan PCP hapı (ayrıca energizer)
ENERGIZATION : English Turkish
n. daha yüksek bir enerji seviyesine yükseltme eylemi; içerisinde elektirk enerjisi depolaması için elektrik akımı sağlama eylemi
ENERGIZE : English Turkish
v. harekete geçirmek; güç vermek; enerji vermek; enerji sarfetmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani