Multilingual Turkish Dictionary

English

English
EXASPERATED HIM : English Turkish

onu çileden çıkartan, onu son derece kızdıran

EXASPERATING : English Turkish

adj. öfkelendiren, çileden çıkaran

EXASPERATINGLY : English Turkish

adv. son derece asab bozucu bir şekilde, irrite ederek, tedirgin ederek

EXASPERATION : English Turkish

n. öfke, çileden çıkma, hiddet

EXCALIBUR : English Turkish

n. Excalibur, Kral Arthur'un sihirli kılıcı (İngiliz Edebiyatında)

EXCAVATE : English Turkish

v. kazmak, oymak, kazı yapmak

EXCAVATION : English Turkish

n. kazma, hafriyat, kazı; çukur, oyuk

EXCAVATION SITE : English Turkish

kazı alanı, kazı yapılan yer (genellikle antropolojik veya kurtarma amaçlı)

EXCAVATIONS : English Turkish

n. hafriyat, kazı işleri

EXCAVATOR : English Turkish

n. hafriyat işçisi, kazı yapan kimse; kazma makinesi

EXCEED : English Turkish

v. aşmak, geçmek; haddini aşmak, sınırı aşmak; ileri gitmek, aşırıya kaçmak

EXCEED EXPECTATIONS : English Turkish

eklentileri aşmak, umulanın ötesine geçmek, tahmin edilenden fazla olmak

EXCEED ONE'S POWERS : English Turkish

gücünü aşmak, kabiliyetlerinin ötesinde olmak, birinin yeteneklerinin veya kabiliyetlerinin ötesinde olmak

EXCEED THE LIMITS OF ONE'S AUTHORITY : English Turkish

irisinin yetkisinin sınırlarını aşıyor olmak, birinin haklarını aşmak (ör. "bu iş benim yetkilerimi aşıyor")

EXCEED THE SPEED LIMIT : English Turkish

hız limitini aşmak, kanunen belirlenen limitlerden daha hızlı sürmek, sürat yapmak

EXCEEDABLE : English Turkish

adj. aşabilir, aşılabilir; ötesine geçebilir, ötesine geçilebilir

EXCEEDED HIS AUTHORITY : English Turkish

yetkilerini aşan, resmi hak ve yetkilerini aşan

EXCEEDED THE LIMITS : English Turkish

limitleri aşan, sınırların ötesine geçen, kısıtlamaları ve engelleri aşan

EXCEEDING : English Turkish

adj. aşırı, ölçüsüz, olağanüstü

EXCEEDING THE BUDGET : English Turkish

ütçeyi aşma, bütçede ayrılandan fazlasını harcama, aşırı harcama

EXCEEDING THE SPEED LIMIT : English Turkish

hız limitini aşma, kanunen izin verilenden daha süratli gitme

EXCEEDINGLY : English Turkish

adv. son derece, fazlasıyla

EXCEL : English Turkish

n. Excel, Microsoft Excel, Microsoft'tan üç boyutlu elektronik çizelge programı

EXCEL : English Turkish

v. üstün olmak, sivrilmek (Argo); geçmek, gölgede bırakmak

EXCEL AT : English Turkish

v. sivrilmek