Multilingual Turkish Dictionary English

FULL RELATIONS : English Turkish

derin ilişkiler, dostça ilişkiler, kapsamlı diplomatik ilişkiler

FULL RESPONSIBILITY : English Turkish

tam sorumluluk, tam mesuliyet

FULL RIGHTS : English Turkish

tam haklar, tam imtiyazlar, sınırsız haklar

FULL SAIL : English Turkish

pupa yelken, tam hız, mümkün olan tüm hız ile; tüm yelkenler açılmış olarak

FULL SCALE : English Turkish

tam ölçü, gerçek büyüklük

FULL SCREEN APPLICATION : English Turkish

tam ekran uygulaması, Windows ortamında tam ekran alanında gösterilen DOS uygulaması

FULL SERVICE LAUNDRY : English Turkish

n. full servis çamaşırhane

FULL SHADE : English Turkish

tam gölge, ışık almayan gölgeli alan

FULL SPEED : English Turkish

son hız, son sürat

FULL SPEED AHEAD : English Turkish

tam yol ileri

FULL STOMACH : English Turkish

tok karın, doymuş, bir kimsenin yemek yedikten sonra hissettiği his; sinir birikimi

FULL STOP : English Turkish

nokta, durak, durma, son

FULL STRENGTH : English Turkish

adv. tam kadro, tüm oyuncuların katılımı ile (Spor); en yüksek dereceye kadar; mümkün olan en büyük güç ile

FULL TEXT : English Turkish

n. tam metin, metnin tamamı, metnin tümü

FULL TIME : English Turkish

adj. tam gün

FULL TIME JOB : English Turkish

tam gün iş

FULL TIMER : English Turkish

tam gün çalışan kimse

FULL TO CAPACITY : English Turkish

kapasitesi alacak kadar, tamamen dolmuş, tıka basa dolu, ağzına kadar dolu

FULL TO OVERFLOWING : English Turkish

ağzına kadar dolu, dopdolu, dolup taşan

FULL TO REPLETION : English Turkish

adj. tıka basa dolu

FULL TO THE BRIM : English Turkish

dopdolu, ağzına kadar dolu, tamamen dolmuş

FULL UP : English Turkish

dopdolu

FULL VIEW : English Turkish

n. tam görüş

FULL VOLUME : English Turkish

tam ses, en yüksek ses şiddeti

FULL WEEK INSERTION : English Turkish

tüm hafta ilanı, tüm hafta boyunca yayınlanan reklam (dergide, gazetede, vs.)