Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GAUTAMA : English Turkish

n. Gautama, Buddha (d.
ö.483 BC), Siddhartha Gautama, Budizm'in kurucusu ve Nepalli dini lider

GAUZE : English Turkish

n. sargı bezi, gazlı bez, bürümcük, şilebezi

GAUZE BANDAGE : English Turkish

n. gazlı bez sargısı

GAUZE PAD : English Turkish

gazlı bez, ince kumaştan yapılmış olsan sargı bezi

GAUZILY : English Turkish

adv. tül gibi, ince kumaş gibi, gazlı bez gibi

GAUZINESS : English Turkish

n. şeffaflık, saydamlık; tül gibi olma niteliği

GAUZY : English Turkish

adj. tüllü, tül gibi, şeffaf, puslu, sisli

GAVAGE : English Turkish

n. sonda ile besleme

GAVE A BAD NAME : English Turkish

adını kötüye çıkardı, kötülendi, alçaldı

GAVE A CALL : English Turkish

aradı, telefonla aradı, telefon etti, telefon üzerinden aradı

GAVE A COMPREHENSIVE DESCRIPTION : English Turkish

ayrıntılı bir eşkâl vermek, tam tasvir sağladı, eksiksiz açıklama yaptı, ayrıntılı tarif verdi

GAVE A DAMN : English Turkish

taktı, umursadı,
için önemliydi

GAVE A HAND : English Turkish

yardım etti, yardımcı oldu, destekledi, el uzattı

GAVE A LECTURE : English Turkish

ders anlattı, konferans verdi, aydınlatıcı konuşma yaptı; azarladı

GAVE A PERFORMANCE : English Turkish

gösteri sundu, gösteri yaptı, oynadı, eğlence sağladı, sahneye çıktı

GAVE A PIECE OF HIS MIND : English Turkish

ağzına geleni söyledi, tam olarak düşündüklerini söyledi, aklında olan her şeyi söyledi

GAVE A REASON : English Turkish

sebep gösterdi, sebep üretti, bahane ileri sürdü

GAVE A RECEIPT : English Turkish

makbuz verdi, ödeme karşılığı makbuz verdi

GAVE A URINE SAMPLE : English Turkish

idrar örneği verdi, az miktarda idrar verdi (genellikle test yapmak için doktora verilen)

GAVE ADVICE : English Turkish

tavsiye verdi, öğüt verdi, nasihat verdi

GAVE AN ENCORE : English Turkish

istek parça söyledi, ekstradan şarkı seslendirdi

GAVE AN ENEMA : English Turkish

lavman uyguladı, bağırsakları temizlemek için bir rektuma sıvı enjekte etti

GAVE AN EXAMPLE : English Turkish

örnek verdi, numune sağladı, misal verdi

GAVE AN EXPERT OPINION : English Turkish

ilirkişi görüşü sundu, bilgili görüş sundu

GAVE AN IV : English Turkish

IV uyguladı, damar içi enjeksiyon uyguladı