Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GAUFFER : English Turkish

v. kıvırmak, kırma yapmak

GAUGE : English Turkish

n. ayar, ölçü, ölçme aleti, kalibre, kapsam, hacim, kıstas, kriter

GAUGE : English Turkish

v. ölçmek, tartmak, ayarını hesaplamak, değer biçmek

GAUGEABLE : English Turkish

adj. ölçülür, ölçülü; ölçülebilir; değerlendirilebilir, değer biçilebilir

GAUGER : English Turkish

n. ölçü aleti, ölçme masdarı, ayarcı, vergi memuru, gümrükçü

GAUGING : English Turkish

n. ölçme, ayar belirleme

GAUGUIN : English Turkish

n. Gauguin, soyadı; Paul Gauguin (
1903), renklerin kullanımıyla tanınan Fransız post-empresyonist ressam

GAUL : English Turkish

n. fransız

GAULEITER : English Turkish

n. Nazi valisi, Nazi kontrolü altındaki bölgenin siyasi lideri veya resmi başkanı; despot veya otokratik yetkili

GAULISH : English Turkish

adj. galya'ya ait

GAULISH : English Turkish

n. keltçe

GAULLE : English Turkish

n. Gaulle, soyadı; Charles de Gaulle (
1970), Fransız devlet adamı ve ordu komutanı, Beşinci Fransa Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı (
69)

GAULLIC : English Turkish

adj. Galya ile ilgili, Galya'ya özgü (batı Avrupa'da antik bölge); Fransız, Fransa'ya özgü

GAULLISM : English Turkish

n. Gaulizm, II. Dünya Savaşı sırasında Charles de Gaulle'un Vich rejimine karşı yönettiği Fransız siyasi hakeret; Charles de Gaulle'un ilkelerine dayalı olan savaş sonrası Fransız siyasi hareketi

GAULLIST : English Turkish

adj. Gaulist, Gaulizm'e özgü ya da ilgili olan

GAULLIST : English Turkish

n. Gaulist, Charles de Gaulle'un siyasi ilkelerini destekleyen ve savunan kişi; Vichy rejimine karşı Fransız direniş hareketinin destekleyen Fransız kimse

GAULTHERIA : English Turkish

n. gaultheria, hep yeşil kalan çalı türü

GAUMLESS : English Turkish

adj. salak, (İngiltere İngilizcesi Argosu) aptal, budala, akılsız; hödük, hantal, kaba

GAUNT : English Turkish

adj. sıska, zayıf, sıkıcı, çorak, kıraç

GAUNTLET : English Turkish

n. zırh eldiveni, iş eldiveni, düelloya davet için yere atılan eldiven

GAUNTLY : English Turkish

adv. cılız bir biçimde, zayıf ve bitkin bir şekilde, bir deri bir kemik olarak; sevimsizce, ıssız bir şekilde, vahşice

GAUNTNESS : English Turkish

n. sıskalık, zayıf ve bitkin olma niteliği, aşırı zayıflık; gaddarlık, soğukluk, perişanlık

GAUNTRY : English Turkish

n. kızak, rampa, fıçı kızağı

GAUSS : English Turkish

n. Gaus, manyetik indükleme birimi

GAUSS : English Turkish

n. gauss, manyetik kuvvet birimi