English
GOVERNMENT SPOKESMAN : English Turkish
n. hükümet sözcüsü
GOVERNMENT TREASURY : English Turkish
devlet hazinesi, devlet fonları
GOVERNMENT'S REVERSAL : English Turkish
hükümeti düşürülmesi, hükümetin devrilmesi
GOVERNMENTAL : English Turkish
adj. devlet, hükümet
GOVERNMENTAL BILL : English Turkish
devlet kanun tasarısı, devlet tarafından sunulan yasa tasarısı, parlamentoda ilk okuması sunulan tasarı
GOVERNMENTAL COMPANY FOR FOREIGN-TRADE RISKS INSURANCE : English Turkish
Dış Ticaret Risk Sigorta Şirketi, ihracatçılara yardımcı olan ve risk almalarını azaltan devlet kurumu
GOVERNMENTAL DEFICIT : English Turkish
devlet bütçe açığı, milli harcamanın milli geliri aştığı durum
GOVERNMENTAL SUPPORT : English Turkish
devlet desteği, devlet tarafından sağlanan destek
GOVERNMENTAL TORT IMMUNITY : English Turkish
devlete tanınan gümrük muafiyeti, bir ülkeye zarar ziyan davasına karşı verilen koruma
GOVERNMENTALIZE : English Turkish
v. devlet denetimine almak
GOVERNMENTALLY : English Turkish
adv. devletçe, devlet tarafından, yönetim birimi olarak
GOVERNOR : English Turkish
n. vali, eyalet valisi [amer.], yönetici, müdür (banka, hapishane), patron, baba, bey
GOVERNOR GENERAL : English Turkish
genel vali [amer.]
GOVERNOR OF THE BANK OF : English Turkish
-Bankası başkanı,
Merkez Bankası başkanı
GOVERNOR OF THE BANK OF ISRAEL : English Turkish
Bank of Israel'in başkanı, Bank of Israel müdürü
GOVERNOR VALVE : English Turkish
n. regülatör subabı, ana vana
GOVERNORATE : English Turkish
n. valilik, vali tarafından yönetilen bölge; vali konumu
GOVERNORSHIP : English Turkish
n. valilik, idarecilik, yöneticilik
GOVT. : English Turkish
n. hükümet, yönetim organı; yönetme süreci
GOWER : English Turkish
n. Gower, soyadı; John Gower (
1408), İngiliz şair
GOWK : English Turkish
n. guguk kuşu, (İngiltere İngilizcesi) guguk; beceriksiz ve aptal kişi, hödük, mankafa, ahmak (aşağılatıcı söz)
GOWN : English Turkish
n. elbise, rop, cüppe, sabahlık, gecelik, üniversiteli
GOWN : English Turkish
v. cüppe giydirmek
GOWNED : English Turkish
adj. elbisesi olan, elbise giymiş
GOWNSMAN : English Turkish
n. cüppeli görevli, üniversite üyesi, üniversite mezunu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani