English
GRAPHOLOGICAL TEST : English Turkish
grafolojik test, kişilik değerlendirmesi yapmak amacıyla analiz edilen yazı örneği
GRAPHOLOGIST : English Turkish
n. grafolog, yazıbilimci
GRAPHOLOGY : English Turkish
n. grafoloji, yazıbilim
GRAPHOMOTOR : English Turkish
adj. grafomotor, yazı yazma sırasında kullanılan kas hareketleri ile ilgili
GRAPNEL : English Turkish
n. kanca, çengel, filika demiri, borda kancası, dörtlü kanca
GRAPPA : English Turkish
n. grappa, bir brendi çeşidi
GRAPPLE : English Turkish
n. kanca, çengel, filika demiri, sarılma, göğüs göğüse savaş
GRAPPLE : English Turkish
v. yakalamak, tutmak, bağlamak, boğuşmak, uğraşmak, kanca ile tutunmak, filika demiri kullanmak
GRAPPLE WITH A PROBLEM : English Turkish
v. bir problemle uğraşmak, bir sorunla uğraşmak
GRAPPLER : English Turkish
n. cebelleşen kimse, mücadele eden kimse, boğuşan kimse; kanca, çengel; yakalamak ve tutmak için kullanılan birkaç çengelden oluşan alet
GRAPPLING : English Turkish
n. cebelleşme, mücadele etme; boğuşma; saldırma; yakalama ve tutma (Güreş)
GRAPPLING HOOK : English Turkish
n. kanca, çengel, filika demiri
GRAPPLING IRON : English Turkish
kanca, çengel, filika demiri
GRAPY : English Turkish
adj. üzüm bağı ile ilgili, üzümle ilgili, asma ile ilgili; üzüme benzeyen, üzün tadında olan; üzüm içeren
GRAS : English Turkish
genellikle güvenilir kabul edilen, zararsız, sağlığa zararı olmayan (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi tarafından güvenilir olarak kabul edilen gıda katkı maddelerine tahsis edilen etiket)
GRASP : English Turkish
n. tutma, sımsıkı tutma, kavrama, idrak, kabza, anlama
GRASP : English Turkish
v. kapmak, tutmak, yakalamak, kavramak, anlamak
GRASP ALL LOSE ALL : English Turkish
az tamah çok ziyan getirir, tam da her şeyi anladığını düşündüğün zaman ne kadar az bildiğini anlarsın
GRASP AT : English Turkish
atlamak, uzanmak, ümit bağlamak, seve seve kabul etmek
GRASP IN THE HAND : English Turkish
v. avuçlamak
GRASP THE NETTLE : English Turkish
zorluklara göğüs germek, sorunlarla yüzleşmek, zor durumlarla mücadele etmek
GRASPABLE : English Turkish
adj. kavranabilir, kapılabilir; makul, anlaşılabilir
GRASPED : English Turkish
adj. kavranmış olan, kapılmış olan
GRASPER : English Turkish
n. kavrayan kimse, kapan veya zorla alan kimse, açgözlü kimse
GRASPING : English Turkish
adj. açgözlü, doyumsuz, gözü aç
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani