Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GRASPINGLY : English Turkish

adv. kavrayarak, açgözlü bir şekilde; paragöz bir biçimde

GRASPINGNESS : English Turkish

n. tamahkarlık, açgözlülük, para hırsı

GRASS : English Turkish

n. ot, çim, çimen, çayır, otlak, esrar, marihuana

GRASS : English Turkish

v. otlatmak, çim kaplamak, çayıra salmak, çimlere yaymak, yere sermek, vurmak (kuş), otlamak, ot yemek, ele vermek, ihbar etmek

GRASS BLADE : English Turkish

v. ot sapı

GRASS DOWN : English Turkish

v. otlatmak

GRASS GROWN : English Turkish

adj. çimenli

GRASS ON SMB : English Turkish

v. ele vermek, ihbar etmek

GRASS OVER : English Turkish

v. çim kaplamak

GRASS ROOTS : English Turkish

kök, kaynak, temel, halk, köylü, taban parti

GRASS SNAKE : English Turkish

çayır yılanı, zehirsiz yılan

GRASS WIDOW : English Turkish

kocası uzaktaki kadın, şen dul, kocasından ayrı yaşayan kadın

GRASS WIDOWER : English Turkish

karısı uzaktaki erkek, karısından ayrı erkek, dul erkek

GRASS-COVERED : English Turkish

çimli, çimen ile kaplı

GRASSED : English Turkish

adj. çimlendirilmiş, çimen ile kaplı

GRASSFIRE : English Turkish

n. anız ateşi, tarla yangını, otlu alanı yakan ateş

GRASSGREEN : English Turkish

adj. çimen yeşili

GRASSHOPPER : English Turkish

n. çekirge, pırpır, küçük uçak

GRASSLAND : English Turkish

n. otlak, çayır, mera

GRASSLIKE : English Turkish

adj. çim gibi, çimene benzeyen, ota benzer

GRASSPLOT : English Turkish

n. çimenlik

GRASSROOTS : English Turkish

adj. tabana ait, doğma büyüme, kökleşmiş

GRASSY : English Turkish

adj. çimenli, otlu, yeşillikli

GRATA : English Turkish

adj. grata,"persona non grata" ifadesinin bir parçası (istenmeyen kişi)

GRATE : English Turkish

n. ızgara, demir parmaklık, kalbur (maden), ocak, şömine, pencere demiri