English
HAVE TIME FOR : English Turkish
için zamanı olmak, için yeterince boş vakti olmak, bolca boş vakti olmak
HAVE TIME ON ONE'S HANDS : English Turkish
yapacak işi olmamak, meşgul olmamak, yapacak bir şey olmamak
HAVE TO : English Turkish
zorunda olmak
HAVE TO DO WITH : English Turkish
v. ile ilgisi olmak, hakkında olmak (as in: "Bu ders insanlarımızın İkinci Dünya Savaşı tarihi ile ilgilidir. " gibi)
HAVE TOO MANY IRONS IN THE FIRE : English Turkish
kırk tarakta bezi olmak, bir kerede birçok şey yapmak
HAVE TWO LEFT FEET : English Turkish
v. (Argo) beceriksiz olmak, hantal yada sakar olmak
HAVE WASHED : English Turkish
v. yıkatmak
HAVE WEIGHT WITH : English Turkish
v. üzerinde etkisi olmak
HAVE WORDS : English Turkish
tartışmak, ağızdalaşı yapmak, atışmak, münakaşa etmek
HAVE WORDS WITH SMB : English Turkish
v. atışmak, tartışmak
HAVE YOU ANYTHING TO DECLARE? : English Turkish
deklare edeceğiniz herhangi bir şey var mı? bildireceğiniz vergiye tabi eşyalarınız/mallarınız mevcut mu? (bir ülkeye giriş veya çıkış yaparken gümrük yetkilileri tarafından sorulan soru)
HAVE YOU CHECKED THE LOST AND FOUND : English Turkish
kayıp eşya bürosuna baktınız mı
HAVE YOU EVER BEEN TO THE USA : English Turkish
hiç amerika'da bulundunuz mu
HAVE YOU GOT A CAMERA WITH AN AUTOMATIC LIGHT METER : English Turkish
otomatik ışık ölçerli bir kameranız var mı
HAVE YOU GOT A LOCAL WINE : English Turkish
yerel şarabınız var mı
HAVE YOU GOT AN ORIGINAL COGNAC : English Turkish
orijinal konyağınız var mı
HAVE YOU GOT ANY FLASHLIGHT BATTERIES : English Turkish
flaş için piliniz var mı
HAVE YOU GOT ANY GOLD COINS : English Turkish
altın paranız var mı
HAVE YOU GOT ANY GOLD CUFFLINKS : English Turkish
altın kol düğmeniz var mı
HAVE YOU GOT ANY GOLD EARRINGS : English Turkish
altın küpeniz var mı
HAVE YOU GOT SILVERWARE IN THAT PATTERN : English Turkish
u desende gümüş takım var mı
HAVE YOU KILLED AND ALSO TAKEN POSSESSION? : English Turkish
Hem öldürüp hem de malına mı sahip oldun? sadece birini öldürmekle kalmayıp aynı zamanda onun malına da el koymuş olabilir misin? (aşırı aç gözlü ve hırslı biri için söylenen İncille ilgili olan ifade)
HAVE YOU PREVIOUSLY BEEN TREATED FOR IT : English Turkish
unun için daha önceden bir tedavi gördünüz mü
HAVEL : English Turkish
n. Havel, soyadı; Vaclav Havel (1936 doğumlu), hükümeti devirmek suçuyla tutuklanan Çek oyun yazarı, eski Çekoslovakya'nın son (1989–1992) ve Çek Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı (1993–2003); kuzeydoğu Almanya'da bir nehir
HAVELOCK : English Turkish
n. şapkaya takılan örtü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani