English
HAVE SOMETHING IN MIND : English Turkish
kastetmek, bir şey düşünmek, belirli bir şeyi kastetmek
HAVE SOMETHING ON ONE'S MIND : English Turkish
kafasına bir şey takmak, endişeli olmak, düşünceye dalmak, rahatsız edilmek, kaygılı olmak, ıstırap çekmek
HAVE SOMETHING ON TRIAL : English Turkish
tahkikat safhasında olmak, inceleme altında olmak; için yargılanmak
HAVE SOMETHING UNDER YOUR BELT : English Turkish
daha önce deneyimi olmak, gelecekte muhtemelen yararını görebileceğin bir şeyi daha önce görmüş geçirmiş olmak
HAVE SOMETHING UP ONE'S SLEEVE : English Turkish
gizli bir kozu olmak, gizli planı olmak, yedekte birşeyi olmak
HAVE SPEECH WITH : English Turkish
n. konuşmak
HAVE STERNWAY : English Turkish
v. tornistan etmek
HAVE STRONG INFLUENCE : English Turkish
v. ağır basmak
HAVE SUFFERED A GREAT DEAL : English Turkish
çok çekmek, çok acı çekmek
HAVE SUPPER : English Turkish
akşam yemeği yemek
HAVE THE ADVANTAGE OF SMB : English Turkish
v. avantajlı olmak, hakkında daha çok şey bilmek, daha iyi tanımak
HAVE THE ADVANTAGE OVER SOMEONE : English Turkish
aşkasına göre avantajlı durumda olmak, galip gelmek, üstün pozisyonda olmak
HAVE THE BLUES : English Turkish
hüzünlü olmak
HAVE THE BREAD BUTTERED ON BOTH SIDES : English Turkish
görülmemiş şansa sahip olmak, her ikisinden de yararlanmak, iki şeyi aynı anda istemek, tüm olanakları kullanmak
HAVE THE CHEEK : English Turkish
çekinmemek, küstahlığında bulunmak
HAVE THE COLLYWOBBLES : English Turkish
n. midesi ağrımak, karnı ağrımak
HAVE THE COURAGE OF ONE'S CONVICTIONS : English Turkish
v. doğru bildiği gibi hareket etmek, birinin inançlarına göre hareket etmek, inançlarına uygun olarak davranmak
HAVE THE COURAGE TO DO : English Turkish
v. cesareti olmak
HAVE THE DROP ON : English Turkish
üstün gelmek, geride bırakmak
HAVE THE EDGE ON SMB : English Turkish
üstün olmak
HAVE THE EDGE OVER SMB : English Turkish
üstün olmak
HAVE THE FACE : English Turkish
yüzü tutmak, cüret etmek, cesaretli olmak
HAVE THE FACE TO : English Turkish
yüzü olmak, cüret etmek
HAVE THE FACULTY OF : English Turkish
kabiliyeti olmak, yeterliliği olmak, için kapasiteye sahip olmak
HAVE THE FEELING THAT : English Turkish
duyguya kapılmak, gibi hissetmek, olduğunu sezmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani