Multilingual Turkish Dictionary

English

English
INTELLECTUAL APTITUDE : English Turkish

entelektüel yeterlik, entelektüel yatkınlık, akılsal beceri, zihinsel yeti

INTELLECTUAL CHALLENGE : English Turkish

entelektüel zorluk, entelektüel açıdan bir çaba gerektiren şey

INTELLECTUAL POWER : English Turkish

n. zihinsel güç, akıl gücü

INTELLECTUAL PROPERTY : English Turkish

n. Fikri Mülkiyet, (Hukuk) icatlar ya da fikirler sahipliği (yaratıcıların hakları gibi), yaratıcılık ile ortaya çıkan elle tutulamaz varlık, bir kişinin zihin gücü veya aklı ile yapılan çalışması sonucu ortaya çıkan mülkiyet

INTELLECTUAL PROPERTY RIGHTS : English Turkish

fikrî haklar, fikirsel mülkiyet hakları, entelektüel bir varlık (edebiyat müzik patent marka adları ticari marka vs gibi) üzerindeki sahiplik hakları

INTELLECTUAL SKILL : English Turkish

entelektüel yetenek, entelektüel beceri, akılsal yeti, zekâ gerektiren yetenek

INTELLECTUALISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) rasyonalizasyon, gerçekçileştirme, akıl ile analiz etme; entelektüelleştirme, entelektüel hale getirme (intellectualization olarak da yazılır)

INTELLECTUALISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) rasyonalleştirmek, gerçekçileştirmek, akıl ile analiz etmek; entelektüelleştirmek, entelektüel hale getirmek (intellectualize olarak da yazılır)

INTELLECTUALISM : English Turkish

n. entelektüalizm, zihincilik, anlakçılık; akıl veya zekâ kullanımı; saf aklın bilginin kaynağı olduğu doktrini (Felsefe)

INTELLECTUALIST : English Turkish

n. entellektüel

INTELLECTUALITY : English Turkish

n. zihinsel yetenek, entellektüellik

INTELLECTUALIZATION : English Turkish

n. (Amerikan İngilizcesi) rasyonalizasyon, gerçekçileştirme, akıl ile analiz etme; entelektüelleştirme, entelektüel hale getirme (intellectualisation olarak da yazılır)

INTELLECTUALIZE : English Turkish

v. (Amerikan İngilizcesi) rasyonalleştirmek, gerçekçileştirmek, akıl ile analiz etmek; entelektüelleştirmek, entelektüel hale getirmek (intellectualise olarak da yazılır)

INTELLECTUALLY : English Turkish

adv. zekâ ile, akıl ile, anlayarak, idrak ederek

INTELLIGENCE : English Turkish

n. anlayış, beyin, zekâ, akıl, akıllılık, zekilik, akıllı kimse, anlama, idrak, kafa, bilgi, haberalma, istihbarat

INTELLIGENCE ASSESSMENT : English Turkish

İstihbarat analizi, askeri istihbarat birimi tarafından yapılan değerlendirme, askeri istihbarat birimi tarafından yapılan hüküm

INTELLIGENCE BRANCH : English Turkish

İstihbarat şubesi, bilgi toplamadan sorumlu olan askeriye dalı (özellikle düşman faaliyetleri ile ilgili)

INTELLIGENCE COMMUNITY : English Turkish

ilgi topluluğu, haber topluluğu, istihbarat topluluğu, bilgi toplayan ve işleyen insanlardan oluşan topluluk (genellikle gizli servis ajanlarına atfen)

INTELLIGENCE CORPS : English Turkish

istihbarat kıtası, istihbarat birliği, gizli bilgi toplanması sürecinde görev alan askerler

INTELLIGENCE DEPARTMENT : English Turkish

istihbarat departmanı, istihbarat servisi

INTELLIGENCE EVALUATION : English Turkish

istihbarat değerlendirmesi, toplanmış olan bilginin bir durumu değerlendirmek amacıyla nicel ve nitel açıdan değerlendirilmesi

INTELLIGENCE MATERIAL : English Turkish

ilgi malzemesi, haber malzemesi, istihbarat malzemesi, gizli servis görevlileri tarafından toplanan bilgi

INTELLIGENCE NET : English Turkish

istihbarat ağı, istihbarat birimleri tarafından kullanılan iletişim ağı

INTELLIGENCE OFFICE : English Turkish

n. istihbarat servisi, haberalma dairesi

INTELLIGENCE OFFICER : English Turkish

istihbarat subayı