Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LF : English Turkish

alçak frekans, uzun dalga boyu olan radyo dalgası

LGB : English Turkish

lazer güdümlü bomba, yer belirlemek ve hedefe kilitlenmek için lazer teknolojisini kullanan bomba

LH : English Turkish

lüteyinleyici hormon, kadınlarda corpus luteum gelişimini ve yumurtalıkların olgunlaşmasını erkeklerde ise sperm gelişimini uyaran hipofiz bezinde salgılanan yumurtalık uyarı hormonu

LHAMO DONDRUB : English Turkish

n. Tenzin Gyatso (1935 doğumlu), Tibet'in 14'üncü Dalay Lama'sı, 1989 Nobel Barış Ödülü sahibi

LI : English Turkish

n. lityum, yumuşak metalik kimyasal element

LIA : English Turkish

n. bir bayan ismi

LIABILITIES : English Turkish

n. borçlar, bir işletmenin bilançosunda kayıtlı olan mali yükümlülükler; bir şirketin veya kişinin borçları; çevreye beklenmedik bir şekilde kirletici maddelerin serbest bırakılmasının neden olabileceği hasarlar (Çevreyi Koruma)

LIABILITY : English Turkish

n. sorumluluk, mesuliyet, yükümlülük, borç, eğilim

LIABILITY ATTACHES : English Turkish

sorumluluk yüklenir

LIABILITY INSURANCE : English Turkish

mali sorumluluk sigortası, sigortalı kimsenin başkalarına zarar vermesi durumuna karşı yapılan sigorta, araba kazası durumunda yayalara veya yolculara ödenen yaralanma tazminatı

LIABLE : English Turkish

adj. sorumlu, olası, mesul, yükümlü, eğilimli, duyarlı, muhtemel

LIABLE TO : English Turkish

-ihtimali olma,
olması muhtemel,
olması mümkün

LIADI : English Turkish

n. İmparatorluk Rusyası'nda bir kasaba

LIAISE : English Turkish

v. birlikte hareket etmek, ilişki kurmak

LIAISON : English Turkish

n. bağlantı, irtibat, ilişki, yasak aşk, terbiye (yemek), ulama

LIAISON COMMITTEE : English Turkish

irtibat komitesi, iki grup veya komite arasında bağlantı kurmak için tasarlanmış olan komite

LIAISON OFFICER : English Turkish

irtibat subayı, diğer subaylar arasında bağlantı görevi olan kurmay subayı, askeri kurumlar arasında bağlantı görevi olan subay

LIAISON PRONUNCIATION : English Turkish

n. (Fransız Gramerinde) genellikle bir kelimenin sonunda olan ünsüzün ondan sonra gelen kelimenin başında telaffuz edildiği gramatik durum

LIAM : English Turkish

n. bir erkek ismi; Liam Neeson (1952 doğumlu) 1993 yılında Schindler'in Listesi filminde oynayan (Oskar Schindler olarak) İrlanda asıllı sinema oyuncusu

LIAM NEESON : English Turkish

n. (1952 doğumlu) 1993 yılında Schindler'in Listesi filminde oynayan (Oskar Schindler olarak) İrlanda asıllı sinema oyuncusu

LIANA : English Turkish

n. tropik sarmaşık

LIAR : English Turkish

n. yalancı, palavracı

LIAS : English Turkish

n. jura döneminden kalma kireç taşı katmanı

LIB : English Turkish

n. kütüphane dosya uzantısı, bilgisayar dilinde genişletilmiş kütüphaneler için dosya uzantısı (Bilgisayar)

LIB : English Turkish

n. özgürleşme, eşit haklar kazanma ve baskı veya ayrımcılıktan kurtulmak isteyen hareket (Resmi olmayan)