Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LIBERAL : English Turkish

adj. liberal, özgür düşünceli, hür, serbest fikirli, cömert, bol, oldukça büyük, serbest, genel

LIBERAL ARTS : English Turkish

eşeri ilimler, edebiyat ve beşeri bilimler, sosyal bilimler

LIBERAL EDUCATION : English Turkish

genel kültür

LIBERAL INTERPRETATION : English Turkish

serbest yorum, özgür yorum, kelimesi kelimesine olmayan yorum

LIBERAL JUDAISM : English Turkish

liberal Yahudilik, reform yanlısı Yahudilik, Yahudi uygulamalarının modern hayata uydurulmasına ihtiyaç olduğuna inan hareket

LIBERAL PARTY : English Turkish

n. Liberal Parti, alt sınıfların durumlarının iyileştirilmesini savunan İngiltere'de sol kanattaki siyasi parti

LIBERAL PARTY : English Turkish

n. liberal parti, ilkeleri kişisel ve ekonomik (ayrıca girişimci) özgürlük içeren siyasi parti

LIBERAL PROFESSION : English Turkish

serbest meslek, bağımsız çalışma

LIBERALISATION : English Turkish

n. liberalleşme, liberal olma eylemi veya süreci; liberal hale gelme eylemi veya süreci (ayrıca liberalization)

LIBERALISE : English Turkish

v. liberalleşmek, özgürleştirmek; liberal olmak (ayrıca liberalize)

LIBERALISED : English Turkish

adj. liberalleştirilmiş, özgürleştirilmiş; liberal olmuş (ayrıca liberalized)

LIBERALISM : English Turkish

n. liberalizm, özgürlükçülük, liberallik

LIBERALIST : English Turkish

n. liberal kimse, liberalizmi destekleyen kimse, özgürlükçü ve ilerici görüşleri olan kimse

LIBERALITY : English Turkish

n. cömertlik, eli açıklık, liberallik, özgürlükçülük

LIBERALIZATION : English Turkish

n. liberalleşme, liberal olma eylemi veya süreci; liberal hale gelme eylemi veya süreci (ayrıca liberalisation)

LIBERALIZE : English Turkish

v. liberalleştirmek, serbestleştirmek

LIBERALIZED : English Turkish

adj. liberalleştirilmiş, özgürleştirilmiş; liberal olmuş (ayrıca liberalised)

LIBERALLY : English Turkish

adv. liberal bir şekilde, ilerici bir şekilde; açık fikirli bir şekilde, hoşgörüyle; bol bol, bol miktarda

LIBERALNESS : English Turkish

n. liberallik, ilerici olma durumu; hoşgörü; cömertlik, eli açıklık; cömert hediye

LIBERATE : English Turkish

v. serbest bırakmak, özgürlüğüne kavuşturmak, kurtarmak

LIBERATED : English Turkish

adj. özgür bırakılmış serbest bırakılmış, salıverilmiş, azat edilmiş

LIBERATED WOMAN : English Turkish

özgürlüğüne kavuşmuş kadın, toplumsal kısıtlamalardan ve önyargılardan kurtulmuş kadın

LIBERATING : English Turkish

adj. özgürleştirici, azat edici, serbest bırakmaya yönelik olan; serbest bırakan; birinin kendini özgür hissetmesini ve istediği gibi davranabilmesini sağlayan

LIBERATION : English Turkish

n. kurtuluş, kurtarma, serbest bırakma, azat, serbest kalma, açığa çıkma

LIBERATIONIST : English Turkish

n. özgürlükçü kimse, özgürlük hareketini destekleyen kimse (özellikle kadın özgürlüğü hareketi)