Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LICENSING AUTHORITY : English Turkish

lisans veren kuruluş, ruhsat vermekle sorumlu olan kurum

LICENSING CLERK : English Turkish

uhsat verme yetkilisi, ruhsat veren görevli

LICENSING DEPARTMENT : English Turkish

uhsat müdürlüğü, lisanslar ve izin belgeleri veren belediye dairesi

LICENSING OFFICE : English Turkish

lisans veren kuruluş, ruhsat vermekle sorumlu olan kurum

LICENSOR : English Turkish

n. lisans veren kimse, ruhsat veren kimse, resmi izin belgesi veren kimse

LICENTIATE : English Turkish

n. öğrenimini tamamlamış kimse, ataması yapılmamış belgeli vaiz

LICENTIATESHIP : English Turkish

n. lisansa sahip olma, diplomaya sahip olma (akademik kurumundan, vs.)

LICENTIOUS : English Turkish

adj. seks düşkünü, çapkın, hovarda

LICENTIOUSLY : English Turkish

adv. ahlaksızca, iffetsizce, şehvetli bir şekilde; yasa dışı olarak, terbiyesizce

LICENTIOUSNESS : English Turkish

n. çapkınlık, hovardalık

LICH GATE : English Turkish

çatılı mezarlık kapısı

LICHEE : English Turkish

n. bir Çin ağacı meyvesi; bu meyveyi veren ağaç (ayrıca litchi)

LICHEN : English Turkish

n. liken, temriye, yosun

LICHENIFICATION : English Turkish

n. likenifikasyon, tekrarlayan ovma ve kaşımanın neden olduğu cilt kalınlaşması (Tıp)

LICHENIN : English Turkish

n. likenin, likenden elde edilen nişasta türü (Kimya)

LICHENOID : English Turkish

adj. likenoid, likene benzeyen (bitki organizması); liken adı verilen ciltteki pullu beneklere benzeyen (Patoloji)

LICHENOUS : English Turkish

adj. yosunlu

LICIT : English Turkish

adj. yasal, meşru, mübâh

LICITLY : English Turkish

adv. kanunen, yasal olarak, yasalara uygun bir şekilde

LICK : English Turkish

n. yalama, tokat, hız, azıcık, bir parçacık

LICK : English Turkish

v. yalamak, dayak atmak, dövmek, yenmek, üstesinden gelmek, halletmek

LICK INTO SHAPE : English Turkish

adam etmek, yontmak, şekil vermek

LICK ONE'S CHOPS : English Turkish

ağzının suyu akmak, can atmak, yalanmak

LICK ONE'S LIPS : English Turkish

dudaklarını yalamak, yalanmak, ağzının suyu akmak

LICK SMB.'S BOOTS : English Turkish

yaltaklanmak, dalkavukluk etmek, yağcılık etmek