Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HIGH MORTALITY ITEMS : English Turkish military

YIPRANMA DERECESİ YÜKSEK MADDELER:

HIGH OBLIQUE : English Turkish military

ÇOK MAİL HAVA FOTOĞRAFLARI:Bak. "oblique air photograph"

HIGH ORDER DETONATION : English Turkish military

YÜKSEK SÜRATLİ PATLAMA, YÜKSEK DETONASYON:Tam ve anında vuku bulan infilak. Bak. "detonation"

HIGH PORT : English Turkish military

YÜKSEK TUTUŞ:Hücum ederken veya sıçrarken, tüfeğin taşınma vaziyeti. Bu vaziyette, sol bilek sol omuzun ön tarafında ve sağ bilek kalça hizasında olmak üzere, tüfek, vücuda çapraz vaziyette taşınır

HIGH SCHOOL : English Turkish military

LİSE:

HIGH SPEED COILED WIRE : English Turkish military

YÜKSEK HIZ KABLOSU:Standart kablo teskeresi kullanmadan, nispeten süratle döşenmesi mümkün telefon kablosu. Bu kablo, sırtta taşınırken döşenebileceği gibi, araç veya uçağa monte edilmek suretiyle de döşenebilir

HIGH TEST BLEACH : English Turkish military

YÜKSEK VASIFLI KİREÇ KAYMAĞI:Normal kireç kaymağının iki misli klor ihtiva eden ve klor neşrettiği zaman yakıcı gazları zararsız hale getiren bir kireç kaymağı. Bu madde de, bulaşıcı maddelerden temizleyici madde olarak kullanılır

HIGH VALUE ASSET CONTROL ITEMS : English Turkish military

YÜKSEK DEĞERLİ KAYNAK KONTROL MADDELERİ:Yüksek yatırım değeri olan maddelerin elde bulundurulması için tesis edilmiş, onaylanmış envanter idare teknikleri altında yoğun idari kontrol için belirlenen ikmal maddeleri

HIGH VELOCITY : English Turkish military

YÜKSEK İLK HIZ:Tank top mermilerinin saniyede

350 fit arasındaki ilk hızları

HIGH VELOCITY DROP : English Turkish military

YÜKSEK HIZLA ATMA:İkmal maddeleri ve teçhizatın, uçuş halindeki hava araçlarından atılması işi veya işlemi. Burada yükün iniş hızı; klasik yük paraşütüyle atma usullerinden (düşük hızla atma "low velocity drop") faydalanılarak elde edilenden daha yüksek, fakat, düşüş hızından (serbest atma "free drop") daha düşüktür. Yüksek hızla atma sistemi; yükü, yere çarptığı zaman şok tesirini azaltacak ve hasara uğramaktan kurtaracak yeterlikte yastık malzemesi ile takviyeli ve önceden tespit edilmiş bir düzeye indirmek için iniş hızını sınırlayan geciktirici vasıtalardan ve dengeleme vasıtalardan (genellikle geciktirici vasıtalarla birleştirilmiş) ibarettir. Ayrıca bakınız: "airdrop", "air movement", "free dropping", "free fall" ve "low velocity drop"

HIGH WING MONOPLANE : English Turkish military

ÜSTTEN KANATLI UÇAK:Bu uçaklarda, kanatlar gövdenin tamamen veya kısmen üst kısmına monte edilmiştir. Bak. "monoplane"

HIGH WIRE ENTANGLEMENT : English Turkish military

YÜKSEK TEL ENGELİ:Beş, altı fit yükseklikteki birçok kazıklar arasında, dikenli teli çaprazlama, dolaştırarak yapılan engel. Buna "high entanglement" de denir

HIGH-BURST RANGING : English Turkish military

YÜKSEK İHTİRAKLI İLE ATIŞ TANZİMİ, YÜKSEK PARALANMA NOKTASI DÜZELTME TANZİMİ:Topçu atışlarının havadaki paralanmaları gözetleme suretiyle tanzimi. Buna "air burst ranging" da denir

HIGH-PILING : English Turkish military

YÜKSEK İSTİFLEME:Bir iskele veya ambarda, eşyaların normal insan boyundan daha yüksek olarak istif edilmesi

HIGH-PRESSURE TEST AMMUNITION : English Turkish military

YÜKSEK TAZYİKLİ DENEME MERMİSİ:Özel surette kuvvetli sevk barutu ile doldurulmuş mühimmat. Yüksek tazyikli deneme mermisi yalnız deneme atışları için (proof firing) kullanılır

HIGHSPEED MOTORWAY : English Turkish military

YÜKSEK SÜRAT YAPILAN OTO YOLU:Yüksek sürat yapan araç trafiğine tahsis edilen ve her zaman çift şeritli olması gerekmeyen karayolu

HIGHSPEED SUBMARINE : English Turkish military

YÜKSEK SÜRATLİ DENİZALTI:Dalmış halde iken hızı 20 km/s veya daha yüksek olan denizaltı

HIGHWAY : English Turkish military

KARAYOLLARI:

HIGHWAY CAPABILITY : English Turkish military

YOL KABİLİYETİ:Yolun şekli, bakımı, meyli, virajları, hava şartları, yol üzerindeki diğer gidiş gelişler, kullanılan araç tipi vesaireyi tamamen dikkate almak şartıyla bir karayolu üzerinde nakledilebilecek araç miktarı (yol araç kabiliyeti) veya taşınabilen yükün şort ton miktarı (yol tonaj kabiliyeti). Bak. "highway tonnage capability" ve "highway vehicle capability"

HIGHWAY CAPACITY : English Turkish military

YOL KAPASİTESİ:Mevcut bütün gidiş ve geliş yollarından faydalanılmak suretiyle, belirli bir yol üzerinde elde edilebilecek azami trafik akışı. Buna (road capacity) de denir. Bak. "highway capacity "

HIGHWAY CLOVER LEAF : English Turkish military

YONCA YAPRAĞI KAVŞAK:İki veya daha fazla sayıdaki karayolunun yonca yaprağına benzer bir sistemde kesişmesi

HIGHWAY DISPATCH : English Turkish military

KARAYOLU SEVKİYATI:Bak. "highway regulation"

HIGHWAY INFORMATION POST : English Turkish military

YOL TRAFİK DANIŞMA NOKTASI:Trafiğin yolunda yapılmasını temin için gerekli bilgileri vermek maksadıyla, askeri inzibat tarafından tesis edilen nokta. Bu nokta; yol trafik düzenleme noktası (highway traffic regulation post) ile yol trafik kontrol noktasına (highway traffic control post) ilave olarak kullanılır

HIGHWAY REGULATION : English Turkish military

YOL TRAFİK DÜZENLEMESİ:Karayolu ulaştırma tesis ve vasıtalarından, harekat ihtiyaçlarını karşılamada en verimli şekilde faydalanmak için, yolların araçlar, yayalar {kıta, mülteci ve siviller dahil) ve hayvanlar tarafından fiilen kullanılmasını zaman ve harekat bakımından planlama ve programlama. Buna {highway traffic regulation) de denir

HIGHWAY REGULATION ORDER : English Turkish military

YOL TRAFİK DÜZENLEME EMRİ:Bak. "highway traffic regulation order"