English
HOLD : English Turkish military
AMBAR, TUTMAK, BEKLETMEK:
Bir gemide yük istif bölmesi.
Bir mevzi veya bölgeyi zorla elde bulundurmak.
Taarruzda, düşman kuvvetlerinin hareketine veya yeniden gruplanmalarına engel olacak şekilde baskı yapmak.
Hava trafiğinde, uçuş halindeki bir uçağı, hava trafik kontrol talimatlarına uygun olarak, gözle veya diğer vasıtalarla tanınabilecek belirli bir saha veya bölge dahilinde tutmak
HOLD FILE : English Turkish military
BEKLEME DOSYASI:İşlemlerinin tamamlanmasını bekleyen kağıtları, geçici olarak, elde bulundurmaya yarayan dosya. Buna "suspense" de denir
HOLD FIRE : English Turkish military
ATEŞKES:Hava savunmasında ateşi durdurmak için verilen acil emir. Uçuş halinde olan güdümlü füzelerin önlemeye devam etmesine izin verilmemelidir. Bak. "cease engagement, engage". Ateşin tutulması; bütün bir hava savunma bölgesine ve bölge içindeki bütün uçuşlara genel sınırlama mecburiyeti koymaz. Bu, ancak, hava savunma komuta yerinde görevli harekat subayı tarafından bildirilen bazı uçuşlara inhisar eder. ATEŞ TUTUK ! Ateşin tutulması halini temin için verilen komut. Ayrıca bakınız: "air defense artillery weapons control status"
HOLD OFF ANGLE : English Turkish military
İLAVE NİŞAN AÇISI:Nişangahın tanzim edildiği mesafe, hedefe olan mesafeden daha kısa olduğu zaman, hedefe isabeti sağlayabilmek için, münferit silahta nişan noktasını değiştirmek suretiyle (örneğin ders atışlarında tam on ikiye nişan almayıp biraz daha aşağısına nişan almak gibi), alınan nişanda hedef-nişan hattı ile nişan noktası- nişan hattı arasında meydana gelen ilave açı
HOLDEES : English Turkish military
SEVKE TABİ PERSONEL:Bak. "transient"
HOLDER : English Turkish military
HAMİL:Kripto döküman ve yayınları ile kripto cihazlarını elinde bulundurmaya yetkili şahıs
HOLDFAST : English Turkish military
SABİT NOKTA KAZIK GRUBU:Halat bağlamakta kullanılmak üzere çakılmış kazıklar grubu. Kazıklar yere birbirini arkasına ve halatın gelişi istikametinde çakılır; desteklik yapmaları için de, birbirine bağlanır
HOLDING ANCHORAGE : English Turkish military
BEKLEME DEMİR YERİ/DAĞILMA DEMİR YERİ:Aşağıdaki sebeplerden dolayı gemilerin beklediği bir yer. a) gemilerin gönderildiği toplanma ve boşaltma demir yeri veya liman dolu ise, b) müteakip yolculuğa çıkılmakta iken düşman tehdidi veya diğer sebeplerden dolayı gecikme varsa, c) nükleer bir taarruzun etkilerinden kaçınmak için bir limandan etrafa dağılınmışsa. Bak. "assembly anchorage, emergency anchorage, working anchorage"
HOLDING AND RECONSIGNMENT POINT : English Turkish military
BEKLETME VE YENİDEN GÖNDERME NOKTASI, TUTMA VE YENİDEN GÖNDERME NOKTASI:Vagon veya kamyonların gönderildikleri ve sevk edilecekleri yerler belli oluncaya veya sevkedilecekleri yerlere gönderme için münasip zaman zuhur edinceye kadar alıkonabilecekleri, büyük kapasitede, bir demiryolu veya motorlu araç merkezi. Bu, ayrıca demiryolu vagonları veya kamyonlardan yükün boşaltılıp, ilerde aktarma nakliyat için bekletildikleri bir yerde olabilir
HOLDING ATTACK : English Turkish military
TESPİT TAARRUZU, DESTEK TAARRUZU, TALİ TAARRUZ:Düşmanı mevzide tutmak, asıl taarruzun yapılacağı yer hakkında yanıltmak, asıl taarruz kuvveti karşısındaki birliklerinin takviyesine engel olmak veya ihtiyaçlarını, kati neticeye tesir etmeyecek bir yerde, vaktinden önce muharebeye sokmasına sebep olmak maksadıyla yapılan taarruz. Buna "containing action" de denir
HOLDING BATTALION : English Turkish military
HASTA VE YARALI TESELLÜM VE SEVK TABURU:Hava araçları, hastane trenleri ve deniz araçları vasıtasıyla tahliyelerini beklemekte olan hastaları kabul etmek ve yatırmak üzere, hava başları (airheads), demiryolu indirme istasyonları (railheads) ve kıyılar yakınında faaliyette bulunmakla görevlendirilmiş sıhhiye taburu
HOLDING ELEMENT : English Turkish military
TESPİT KUVVETİ:Bak. "holding force"
HOLDING FORCE : English Turkish military
TESPİT KUVVETİ:Kendisine bir mevkii veya mevzii tutmak vazifesi verilmiş kuvvet; bir tespit taarruzu yapan kuvvet. Buna (holding element) de denir
HOLDING GARRISON : English Turkish military
ASIL MUHAREBE HATTI BİRLİKLERİ BÖLGESİ:Asıl muharebe hattı birliklerinin, asıl muharebe hattında işgal ettikleri bölge
HOLDING PATTERN MODE : English Turkish military
BEKLEME PATERNİ MODU:Programlanmış bekleme paterni uçuşu yapacak bir uçağın otomatik kontrolu
HOLDING POINT : English Turkish military
TESPİT NOKTASI:Optik veya diğer araçlarla belirlenen, uçuşu hava trafik kleranslarına göre belirlenen uçuş halindeki bir uçağın bölgesi içindeki belirli bir mevki
HOLDING POSITION : English Turkish military
TESPİT MEVZİİ:Optik araçlarla belirlenmiş faal piste yakın olan taksi yapan uçağın mevkiinin hava trafik kontrol talimatlarına göre belirlendiği havaalanındaki belirli bir mevkii
HOLDING STATION : English Turkish military
HASTA VE YARALI TESELLÜM VE SEVK İSTASYONU:Bir hasta ve yaralı tesellüm ve sevk birliği tarafından; daha geriye nakillerini bekleyen hasta ve yaralılara geçici barınak ve acil tedavi sağlamak üzere, bir demiryolu indirme istasyonu, hava başı ve liman bölgesinde tesis edilen tıbbi tedavi tesisi. Ayrıca bakınız: "holding battalion"
HOLIDAY : English Turkish military
BİR SAHANIN GÖRÜNTÜ KAPLAMASINDA KASITSIZ OLARAK BIRAKILAN BOŞLUK:Bak. "gap (imagery) "
HOLLOW CHARGE : English Turkish military
BOŞLUKLU İMLA HAKKI, ROTASYON EKSENİ YÖNÜNDE KÜÇÜK ÇAPLI SİLİNDİR ŞEKLİNDE BİR DELİK MEYDANA GETİRECEK ŞEKİLDE YAPILMIŞ İMLA HAKKI:
HOLLOW CONE CHARGE : English Turkish military
BOŞLUKLU İMLA HAKKI:Patlama kuvvetini bir istikamette toplamak üzere yapılmış paralama hakkı. Bak. "beehive charge", "beehive shaped charge" ve "shaped charge"
HOLSTER : English Turkish military
TABANCA KILIFI:Kemer veya eyere takılmak üzere deriden veya bezden yapılan tabanca veya rövelver kılıfı
HOME : English Turkish military
HEDEF GÜDÜMÜYLE SEVK ETMEK (HV.):Bir füzenin radyasyon yayan bir cisme doğru gitmesine sebep olmak
HOME PAROLE : English Turkish military
SÖZLE SALIVERME:Bak. "parole"
HOME PORT : English Turkish military
ASKERİ NAKLİYAT LİMANI:Kara Kuvvetleri'ne ait ve Kara Kuvvetleri nakliyat servisinin karargahı olan liman
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani