Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LAZY : English Turkish military

HAVA ÖNLEMESİNDE "TEÇHİZAT HAZIR" ANLAMINA GELEN BİR KOD:

LCC : English Turkish military

Bak. "amphibious command ship"

LEAD : English Turkish military

ÖNLEME MESAFESİ:Hareket halindeki bir hedefe isabet temin edebilmek için, hedefin ilerisinde seçilecek nişan noktası ile hedef arasındaki mesafe

LEAD AIRCRAFT (NATO) : English Turkish military

KOMUTA UÇAĞI:Bazı komuta ve hava kontrol görevleri verilmiş, uçuş halindeki uçak

LEAD AZIDE : English Turkish military

KURŞUN AZOTÜR:Bir yüksek infilak maddesini patlatmak için küçük miktarlar halinde kullanılan, kuvvetli bir patlayıcı madde

LEAD CHART : English Turkish military

ÖNLEME CETVELİ:Hedefe olan mesafe, hedefin sürati ve seyir istikameti gibi, değişik şartlar altında, harekat halinde bulunan bir hedefi vurmak için gerekli önlemeyi gösteren bir şema veya çizelge. Buna (lead table) da denir

LEAD COMPUTER : English Turkish military

ÖNLEME HESAP ALETİ:Hareket halindeki bir hedefe isabet temini için gerekli önleme açısını hesaplayan alet

LEAD CURVE : English Turkish military

ÖNLEME EĞRİSİ:Bir silahı hareket halindeki bir hedefe tevcih için gerekli önlemeyi, bir şema üzerinde, grafik olarak gösteren eğri

LEAD FORMATION : English Turkish military

ÖN BİRLİK:Taarruz, hücum gibi taktik harekat safhalarında en önde giden kara, hava veya deniz birlikleri

LEAD MARKS : English Turkish military

ÖNLEME TAKSİMATI:Bir dürbünün göz camında bulunan ve hareket halindeki bir hedefin hareketini önlemek için gerekli önleme açısını hesaplamaya yarayan küçük taksimat

LEAD PURSUIT : English Turkish military

ÖNLEME TAKİP NOKTASI:Uçuş rotasını hedefin önündeki önceden belirlenmiş bir noktada tutmak üzere düşünülmüş bir önleme vektörü

LEAD TABLE : English Turkish military

ÖNLEME ÇİZELGESİ:Bak. "lead chart"

LEAD TIME : English Turkish military

TEDARİK SÜRESİ; TEDARİK MÜDDETİ:Bak. "procurement lead time"

LEAD-COLLISION COURSE : English Turkish military

ÖNLEME KESİŞME HATTI:Bir önleme uçağı tarafından muhafaza edildiği takdirde bu uçağın sabit silahlarıyla hedefin aynı hatta gelmesine neden olacak vektör

LEADER : English Turkish military

LİDER:Başkalarını idare edecek niteliklere sahip kimse

LEADER'S RULE : English Turkish military

KOMUTAN KAİDESİ:Hedef mesafesi 900 metrenin üstünde olduğu zaman, dost kıtalar üzerinden aşırma atışı yapan makinalı tüfekler için emniyetli atış mesafesini tayin usulü. Bak. "gunner's rule"

LEADERSHIP : English Turkish military

ÖNDERLİK:Müşterek bir gayeye varılması için, bir insan topluluğuna tesir edecek işbirliğini sağlama sanatı

LEADING ELEMENT : English Turkish military

İLERİ UNSUR:İlerleyen kıtaların en öndeki birliği

LEADING FIRE : English Turkish military

ÖNLEME ATEŞİ:Harekat halindeki bir hedefin hareketini önlemek üzere, bu hedefin ilerisine yapılan atış

LEAF SIGHT : English Turkish military

LEVHA NİŞANGAHI:Silah kullanılmadığı zaman, zedelenmemesi için, yatırılıp kapatılan nişangah. Bak. "sight"

LEAFLET : English Turkish military

PROPAGANDA BROŞÜRÜ, RİSALE:

LEAFLET BOMB : English Turkish military

PROPAGANDA BOMBASI:Yüksekten uçan uçaklardan çok sayıda propaganda risalesini, hava cereyanlarının sebep olacağı asgari sürüklenme ile hedeflerine ulaştıracak şekilde atmaya yarayan cihaz

LEAFLET CARTRIDGE : English Turkish military

PROPAGANDA MERMİSİ:Propaganda risalesi yaymak için özel surete imal edilmiş, dip kısmı fırlayabilir, standart bir mermi. Bu mermi; içine propaganda risaleleri doldurulduğu zaman bir tahrip danesinin balistik özelliklerine sahiptir

LEAFLET SHELL : English Turkish military

PROPAGANDA MERMİSİ:Propaganda risaleleri atmaya mahsus mermi. Muhtelif çapta ve dipten fırlatmalı tipten sis mermilerinin içindeki sis maddeleri çıkarılarak yerine propaganda risaleleri konmak suretiyle bu mermiler meydana getirilir

LEAGUE : English Turkish military

BİRLİK, CEMİYET: