Germany To Turkish
VERHORNEN : German Turkish
nasir baglamak
VERHUNDERTFACHEN : German Turkish
yüz kat etm., yüz misline cikarmak
VERHUNGERN : German Turkish
acliktan (od. acmdan) ölmek
VERHUNZEN : German Turkish
F bozmak, berbat etm.; yüzüne gözüne bulastir-mak; carkma okumak; pacavraya cevirmek; bulandir-mak, cirkinlestirmek; V: boklamak; filimleri yakmak
VERHURT : German Turkish
V sefin, ucan; fisküfücura (zevkusefaya) düskün
VERHUTZELT : German Turkish
urusuk, kinsik, büzülmüs; ecis bücüs
VERHÄLTNIS : German Turkish
n l. a. math. nispet, münasebet, oran, baginti, relasyon. görelik, izafet
(Beziehung) münasebet, ara-lar, aläka, Hgi, ilisik. ilinti, aidiyet, mensubiyet
(Liebelei) muasaka, äsiktaslik
(Geliebte) sevgili, metres; V: aftos, dalgamotor; asna fisne; kein ^ gewinnen können (zu) bse karsi ilgi duyamamak; ein ^ haben bir kizia (bzw. bir erkekle) münasebette olm.; das ^ von acht zu vierundzwanzig sekizin yirmidörde nispeti; ein (intimes) Verhältnis anknüpfen (mit) b-le temasa baslamak; im gleichen ^ math. mütenasip, orantili; im umgekehrten ~ math. maküsen mütenasip; ters orantili; m keinem — stehen (zu) bsle mukayese kabul etmeyecek derecede olm.; nispet ve mukayese kabul etmemek; in freundschaftlichem ^ dostluk münasebet halinde; im ^ zu. b-ne, bse nispeten (od. nispetle); Die Kosten stehen in keinem
• zu dem erzielten Gewinn. Yapilan masraf, edilen kära tekabül etmiyor.
se pl. ahval ve serait; vaziyet, durum, sartlar; in guten
n leben hali vakti yerincle (tuzu kuru; karm tok sirti pek; ferih fahur) olm.; über seine ^ leben ayagmi yorganma göre uzatmamak; unter diesen
n bu ahval icinde; böyle sartlar altmda
gleichung / math. tenasüp, oranti 9mäßig mütenasip, nispl, relatif; (Adv.) nispeten, oldukca
wahl/nispt secim
wahl.recht n nispl temsil usulü
wort n gr. öntaki, harficer
VERHÄNGEN : German Turkish
l. perde (v. s.) ile örtmek
(abblenden) karart-mak, maskelemek
(m. Papier) kägitlamak
(Strafe) cezaya carptirmak; b-ne bir ceza hükmetmek
(Belagerungszustand usw.) ilan etm. °nis n l. (Los, Schicksal) kaza ve kaJer; kismet; almyazisi, mukadderat
(Unglück) beiä, blaket, musibet, bedbahtlik
nis.voll l. (vorherbestimmt) mukadder, yazili
(unselig) ugursuz, seametli
(folgenschwer) vahim
t: mit
en Zügeln dolu-dizgin
VERHÄRMT : German Turkish
kederden bitkin; kasavetli, gamli
VERHÄRTEN : German Turkish
katilastirmak, sertlestirmek. pekistirmek; sich ~ l. katilasmak, sertlesmek, pekismek
ßg. (Herz) duy-gusuzlanmak; nasir baglamak
VERHÄTSCHELN : German Turkish
(Kind) nazil alistirmak; simartmak
t: ^ werden naza alismak; simank yetismek
VERHÖHNEN : German Turkish
; (F): verhohnepiepeln b-le alay (od. istihza) etm.; b-ni sarakaya (alaya, maskaraya) almak; b-nin kuyruguna teneke baglamak; b-ne yuf okumak
VERHÖKERN : German Turkish
satmak, okutmak
VERHÖR : German Turkish
n istintak, isticvap, sorgu; j-n e-m ^ unterziehen; j-n ins ^ nehmen; ein ~ anstellen (mit) istintak altina almak; Slygaya (od. sorguya) cekmek Qen istintak (od. isticvap) etm.; sorguya cekmek; sorgulamak; sual ac-mak; (Zeugen a.) dinlemek; ifadesini zaptetmek (od. almak); sich ~ yanlis isitmek
VERHÖREN : German Turkish
halatlaria cekerek geminin yerini degistirmek; naut. leva etm. 91eine / naut. el yomasi ^tau n (beim Warpen) naut. tonoz halati; vardakavo
VERHÜLLEN : German Turkish
örtmek, setretmek, maskelemek, gizlemek; bse perde cekmek
d:
er Ausdruck lit. örtmece, edebikeläm; in
en Worten kapall s&zlerle
VERHÜTEN : German Turkish
se man i olm., bsi önlemek; karsi koymak; Das verhüte Gottf Allah g^stermesini (od. esirgesini) Maazal-lah! Neuzibillah!
VERHÜTTEN : German Turkish
(Metalle) iz? be etm., ergitmek, kaPetmeK 9ung f metalbilimsel islen ^ungs.industrie / madencilik sanayii
VERHÜTUNGSMAßNAHE : German Turkish
önleyici tedbir 2mlttel n prezer-vatif, lastik, kap.-t
VERIFIKATION : German Turkish
tahkik, tahakkuk, tasdik, teyit 9zleren tah-kik (tasdik, tevsik, teyit) etm
VERINNERLICHEN : German Turkish
derunilestirmek
VERIRREN : German Turkish
: sich ^ yolunu kaybetmek (od. sasirmak)
t: •e Kugel serseri kursun 2ung / delälet, hata
VERISMUS : German Turkish
m verizm, dogruculuk
VERITABEL : German Turkish
(va. od. hum.) s. echt: wahr
VERJAGEN : German Turkish
kov(ala)mak; sürüp atmak; defetmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani