Germany To Turkish
DUPLEXSPEISEPUMPE : German Turkish
^c/in. cift kazan tulumbasi
DUPLIK : German Turkish
jur. cevap aleccevap
at n duplikata. kopya; ikinci nüsha
ator m düpiikatör
DUPLIZITÄT : German Turkish
ikilik
DUR : German Turkish
n mus. majör
tonart / majör mod
tonieiter / majör dizi
DUR-TONLEITER : German Turkish
mus. gam majör
DURA : German Turkish
(mater) / (harte, äußere Hirnhaut) an. sert zar
DURAKKORD : German Turkish
m mus. majör duzen
alumin n sert alüminyum; düral; düralümin(-yum)
DURATIV : German Turkish
(-um) n ling. sürerlik fiili; fiili istimrarl
DURAZZO : German Turkish
n. pr. (Albanien) Drac
DURCH : German Turkish
l. (lokal)
den,
dan, arasından (gecerek)
(instrumental) ile, vasitasiyle, eliyle, yardımiyle, deläletiyle
(kausal) yüzünden, dolayisiyle, sayesinde; beim Passiv mst. tarafindan
(modal) suretiyle
(temporal) müddetince, boyunca, esnasında; quer ~ tam ortasından; das ganze Jahr ~ bütün yil müddetince; die ganze Nacht ~ bütün gece (esnasında); Es ist drei Uhr ~. Saat ücü gecti. ~ und ~ tamamen; son derecede; bastan basa; iyice; iliğine (od. cigerine) kadar; yüzde yüz; sütbesüt; ~ und ~ gehen l. (Regen) icine islemek
(Kälte) kemiğe islemek; ~ Zufall tesadüfen; ~ den Garten gehen bahcenin icinden gecmek; ~ unseren Gegenangriff mil. mukabil taarruzumuzia; ~ Nachlässigkeit verursachter Unfall dikkatsizlik yüzünden kaza; ~ Mark und Pein gehen iligine islemek (od. gecmek); Er ist durchs Examen gefallen. Imtihanda muvaffak olmadi. ~ die Nase sprechen genzinden konusmak; himhimlamak; ~ viele Hände gehen elden ele gecmek (gezmek, dolasmak); sich et. ~ den Kopf gehen lassen düsünüp tasinmak; mülähaza etm
DURCHACKERN : German Turkish
l. tarlayi sürüp bitirmek
tarlayi iyice sürmek
fig. inceden inceye tetkik etm
DURCHARBEITEN : German Turkish
l. (et.) bsi bastan basa tetkik etm.; isi bitirmek
(ohne Obj.) fasilasiz cahsmak; sich ~ (durch et.) l. (durch e-e Menschenmenge) ite kaka kalabalik ara-sindan gecmek
ftg. bir meselenin bütün engellerini atlatmak (iktiham etni.)
DURCHATMEN : German Turkish
derinden derine soluk alip vermek
DURCHAUS : German Turkish
l. tamamiyle, büsbütün, kärnilen
(mit Einschränkung) evet ama
..; hayhay
(unbedingt) mutlaka, behemehal; ~ nicht hie, asia, katiyen
DURCHBACKEN : German Turkish
(z. B. mit Rosinen) hamurun icine kansmi§
DURCHBEIßEN : German Turkish
(z.B. Apfel) isirarak kesmek; sich ^ l. (durch et.) bsi kemirerek k-ne bir yol acmak
ftg. ugrasa bütün müsküläti yenmek; sich ~ müssen göbegi catiamak
DURCHBEKOMMEN : German Turkish
l. (Faden durch Nadelöhr) gecirtmege muvaffak olm.
(Schüler) smifmi gecirmek
(im Examen) imtihanim kazandirmak
(durch e-e Krise) at-latmaga muvaffak olm.
(m. dar Säge) kesmege muvaffak olm
DURCHBERATEN : German Turkish
esasli bir surette müzakere etm
DURCHBETTELN : German Turkish
: sich ~ l. dilenerek hayatim kazanmak
(durch e-e Gegend) dilenerek bastan basa katetmek
DURCHBEUTELN : German Turkish
iyice calkamak, sarsmak
DURCHBIEGEN : German Turkish
mümkün oldugu kadar bükmek; sich ^ bei vermek
DURCHBILDEN : German Turkish
l. tarn olarak talim ve terbiye etm.
iyice gelistirmek; adamaktlli inkisaf ettirmek
DURCHBLASEN : German Turkish
l. üfleyerek (od. savurarak) arasindan gecirmek
üfleyerek temizlemek
DURCHBLEUEN : German Turkish
F adamakilli pataklamak
DURCHBLICK : German Turkish
m (agaclar v. s.) arasindan görülen manzara
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani