Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
ENGER MACHEN : German Turkish

daraltmak

ENGHERZIG : German Turkish

dar görüşlü, hoşgörüsüz

ENGLAND : German Turkish

[das] İngiltere

ENGLISCH : German Turkish

" İngiliz; İngilizce"

ENGLÄNDER : German Turkish

(in [die])[der] İngiliz

ENGPAßSSE : German Turkish

" [der] dar geçit; darboğaz"

ENGSTIRNIG : German Turkish

dar kafalı, dar görüşlü

ENKEL : German Turkish

[der] torun (erkek)

ENKELIN : German Turkish

[die] torun (kız)

ENKELKIND : German Turkish

[das] torun

ENORM : German Turkish

" kocaman, muazzam; harikulade, fevkalade"

ENSEMBLE : German Turkish

" [das] topluluk, orkestra; bir oyunda rol alan oyuncuların hepsi; birbirini tamamlayan kadın giysisi, takım, döpiyes"

ENTARTEN : German Turkish

yozlaşmak, soysuzlaşmak, bozulmak

ENTBEHREN : German Turkish

" yoksun olmak, mahrum olmak; aramak, yokluğunu hissetmek"

ENTBEHRLICH : German Turkish

gereksiz, lüzumsuz, fuzuli

ENTBEHRUNG : German Turkish

" [die] yoksunluk; yokluk"

ENTBINDEN : German Turkish

" muaf tutmak; doğurtmak; (çocuk) doğurmak"

ENTBINDUNG : German Turkish

" [die] muafiyet; doğum"

ENTBINDUNGSHEIM : German Turkish

[das] doğumevi

ENTBLÖßEN : German Turkish

" açmak, örtüsünü kaldırmak; şapkasını çıkarmak; yoksun bırakmak"

ENTDECKEN : German Turkish

" keşfetmek; ortaya çıkarmak, meydana çıkarmak"

ENTDECKER : German Turkish

[der] kâşif

ENTDECKUNG : German Turkish

[die] keşif, buluş

ENTE : German Turkish

" [die] ördek; uydurma haber, asılsız haber"

ENTEHREN : German Turkish

namusunu lekelemek, çamur atmak, ırzına geçmek