Germany
HOCHROT : German Turkish
kipkirmizi, kipkizil; ~ im Gesicht werden kipkirmizi kesilmek
HOCHRUF : German Turkish
n yasa(-sın) nidasi
HOCHSAISON : German Turkish
f mevsimin en civcivli zamanları
HOCHSCHNELLEN : German Turkish
yerinden firlamak
HOCHSCHULE : German Turkish
f yüksek okul; akademi, üniversite
HOCHSCHULLEHRER : German Turkish
m profesör
HOCHSCHULSTUDIUM : German Turkish
n yüksek tahsil
HOCHSCHULWESEN : German Turkish
n yüksek tedrisat (od. ögretim)
HOCHSCHWANGER : German Turkish
agir ayak; çok yüklü; aksamlık sabahlik gebe
HOCHSCHÄTZEN : German Turkish
çok takdir etm
HOCHSEEFISCHEREI : German Turkish
f acik deniz balıkciligi
HOCHSEEFLOTTE : German Turkish
f acik deniz (od. harp) filosu
HOCHSELIG : German Turkish
(Sultan) cennetmekän
HOCHSOMMER : German Turkish
m l. yaz ortasi
s. Hundstage
HOCHSPANNUNG : German Turkish
f l. et. yüksek tevettür (od. voltaj)
ßg. gerginlik; nazik durum
HOCHSPIELEN : German Turkish
(Angelegenheit) sisirmek, mübalaga etm
HOCHSPRUNG : German Turkish
m La. yüksek atlama
HOCHSTAPELEI : German Turkish
rastakoerlik; (dolandincilik)
ler(in /) m rastakoer; (dolandinci)
HOCHSTEHEND : German Turkish
l. (Augenbrauen) kalkik
ßg. (Persönlichkeit) seviyeli, mümtaz
HOCHSTICKEREI : German Turkish
sarma
Stimmung / büyük sevinc ve mem-nuniyet
HOCHTALENTIERT : German Turkish
cok müstait; Der Junge ist zeichnerisch ^. Bu cocuk resimde büyük bir istidat gösteriyor. °ton m gr. yükselen titrem; yüksek ton
tönend tantanali, tumturak-h, a|tdah, satafath, cafcuflu; V: cakali
tonig (Silbe) cok vurgulu 2tour/dag gezintisi; den Motor auf-en bringen motörü azami randimania isletmek;./-/! auf-en bringen F b-ni cok calistirmak 2tourist(in /) m dagci, alpinist 9tourismus m dagcilik, alpinizm
trabend s. hochtönend. durch
e Versprechungen ködern yem borusu calmak
verdient cok klymetli (liyakatli, meziyetli)
verehrt l. (Anrede im Brief) cok saym
mükerrem ^velTat m jur. agir ihanet; vatana hlyanet (od. ihanet); hlyaneti vataniye Sverräter m vatan haini °wasser n l. (Überschwemmung) tasma, feyezan, seyläp; su baskmi
s. Hochflut. 9wasser
katastrophe / tufan; sevläp afeti
wertig l. yüksek vasifli (od. kaliteli)
(MetalQyüksek ayarli
(Alkohol) yüksek dereceli;
er Teppich eins hall
wohlgeboren; 2 (in va. Briefstil) pek muhterem; cok saym;
.. cenaplan 9wür-den (ohne Artikel) l. (bei Katholiken) monsenyör
(armen, od. griech. Metropolit) rütbetlü efendim
(isl. Geistlicher) mekremetlü efendim
HOCHZEIT : German Turkish
l. dü^ün
(Trauung) nikäh, evienme, izdivac; der Tag nach der ~ paca günü; ~ halten dügün yapmak; zur ^ einladen dügüne davet etm.
s.anzug m güveylik elbisesi
s.feier / izdivac merasimi; dügün
s.geschenk n dügün hediyesi; (des Bräutigams) agirlik
s.nacht / zifaf gecesi
s.reise / balayi seyahati
s.schmaus m dügün ziyafeti
s.tag m l. evienme günü
(Jahrestag) evien-menin yildönümü
s.weise / mus. agirlama
HOCHZIEHEN : German Turkish
yukan cekmek; naut.a. lava (od. alabora) etm
HOCKE : German Turkish
l. agr. demet yi^ini
(Turnen) a) cömelme b) (Sprung) kapall atlama °n (a. sich ^) l. cömelip otur-mak
(in e-n Winkel) büzülüp oturmak
F oturmak
r m arkaliksiz iskemle; tabure
HOCKEY : German Turkish
n hokey oyunu
Schläger m hokey sopasi; kros
spieler(in/) m hokey oyuncusu; hokeyci
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani