Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
INTAGLIO : German Turkish

n üzeri oymali klymetli tas

INTAKT : German Turkish

l. (funktionierend) isler bir halde; sa^lam
(unbefleckt) lekelenmemi§

INTARSIA : German Turkish

;
e / (mst. pl.
en) kakma i§i; marketri, tavsanlik
en.arbeiter m kakmaci, tavsan, marketör

INTEGER : German Turkish

l. el sürülmemi? (od. degmemis); lekesiz, kusursuz, halis
(redlich) namuslu

INTEGRAL : German Turkish

tarn, bütün 2 n math. entegral, tamami 2rechnung/ entegral hesabi 2zeichen n math. tamami isareti

INTEGRATION : German Turkish

entegrasyon, tamamlama ^ieren l. tamam-lamak
math. entegral almak 2ierend tamamlayan, mütemmim;
er Bestandteil cüzü mütemmim
ität / l. (Vollständigkeit) bütünlük, tamamiyet
(ünberührt-heit) masuniyet, dokunulmazhk
(Redlichkeit) namus, dürüstlük

INTELLEKT : German Turkish

m müdrike, anlik, fahime, intelek(-t , akil
ualis-mus m intelektüalizm, anhkcihk, zihniye ^ueIl zihni, akli, anliksal;
er Urheber jur. manevi fail
uelle mlf münevver, aydin, entelektüel

INTELLIGENT : German Turkish

zeki, zekäli, anlayisli, anlakli; ince fikirli; ferasetli, kafah, zeyrek, vansli, dirayetli, seriülintikal 2z / l. zekä, akil, anlayis, anlak, vanslihk, kiyaset, feraset. zeyreklik; vuzuhu nazar; isabeti rey; dirayet
(-schicht) münevverlik, aydinlar 2z.test m zekä testi

INTELLLGIBEL : German Turkish

phiL makul, anlakalir, anlasihr

INTEMIEREN : German Turkish

enterne etm., gözalti etm.; göz altma almak ^ungs.lage^ n gözalti kampi

INTEMUNTIUS : German Turkish

m ikinci simf Papa eicisi

INTENDANT : German Turkish

m l. mit. levazim albayi; levazimci
tiyatro (radyo, televizyon) müdürü; entandan; sanat yönetmeni
(Verwalter) kähya, vekilharc, ekonom

INTENDANTUR : German Turkish

l. mil. levazim isleri
Th. müdürlük
assessor m mil. levazim yüzbasisi –

INTENSITÄT : German Turkish

siddet. yeginlik, kesafet, kuvvet; an — zunehmen (z.B. Fliegerangriffe) azametlenmek; größere ^ gewinnen istidat etm.; kuvvet ve siddet kazanmak

INTENSIV : German Turkish

sik, yegin, kesif, teksifi;
e Wirtschaft agr. teksifi isletme; Verbum n mit
er Aktionsart s. Intensivum. nach halbjähriger
er Arbeit alti aylik kesif bir cahsmadan sonra
leren siddetlendirmek, pekistirmek ~um n pekisti-rici fiil

INTENTION : German Turkish

niyet, kasit, yasan; die ^ aussprechen (bei isl.-ritueller Handlung) niyet etm. ~al niyete müstenit; kastt, yasanal;
es Verbum gr. (wie gidecek olm., kalici olm. usw.) davranma (od. niyet) fiili

INTERALLIIERT : German Turkish

müttefiklerarasi

INTERESSANT : German Turkish

enteresan, aläkadar (eden), merakli, ilgilendiren; Sie will sich nur ^ machen. Dikkatleri üzerine cekmek istiyor

INTERESSE : German Turkish

n l. aläka, ilgi, merak
(materielles) menfaat
(Neigung) heves(-kärlik), sempati
(Anteilnahme) entere, hassasiyet
(Nachfrage) H ragbet
(persönliches) entereso; j-s
n wahrnehmen pol. b-nin menfaat-lerini korumak; Angelegenheiten, die gemeinsame
n berühren müsterek menfaatleri aläkadar eden meseleler; ^ gewinnen (an); ^ haben (für) bsle ilgilenmek; gönlü ilismek (od. akmak); bse merak etm.; incizap duymak; bse karsi ilgi var olm.; Die Schüler haben das ^ an dem Unterricht verloren, ö^renciler dersten so^udular. Ich habe kein ^ mehr daran9 Gectim olsun! Das bietet kein ^ mehr. Tadi kalmamis. Die amerikanischen Zeitungen haben dieser Rede kein sonderliches ~ entgegengebracht. Bu nutuk, Amerikan gazetelerinde läkaydane karsilanmistir. öffentliches^ menafii umumiye; ämme menfaati; Für Ihr reges ^" sind wir Ihnen sehr verbunden. Hassasiyetinizi takdirle karsilanz. £s liegt in Ihrem ^, das zu tun. Bunu yapmak menfaatiniz icabi (iktizasi, gere^i) dir

INTERESSENT : German Turkish

(in f) m l. aläkali, ilgili
(Kauflustiger) hevesli, merakli
(Reflektant) talip, isteyen, istekli

INTERESSENTENKREISE : German Turkish

pl. menfaat cevreleri

INTERESSIEREN : German Turkish

aläkalandirmak, ilgilendirmek; b-nin zihnini almak; heveslendirmek; (brennend) bs b-nin aklini calmak; sich ~ (für) gönlü takilmak (ilismek, akmak); incizap duymak; bse merak etm.; (stark) yakmdan aläkadar olm.; bse merak sardirmak; üstüne düsmek; bsle ilgilenmek; Die Sache interessiert mich; daher meine Frage. Merak oldu da soru-yorum

INTERESSIERT : German Turkish

aläkali, ilgili; nicht mehr ~ sein (an) bsden ilgisini kesmiş olm.; dört ucunu birakmak

INTERESSLOS : German Turkish

aläkasiz, ilgisiz

INTERESSLOSIGKEIT : German Turkish

f aläkasizlık, ilgisizlik, letarji