Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KİŞİLİKSİZLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

ir kimseyi kişiliğini ortaya koyamayacak duruma getirmek

KISILIŞ : Turkish Turkish

kısılmak eylemi ya da biçimi

KISILMA : Turkish Turkish

kısılmak eylemi

KISILMA : Turkish Turkish

yüreğin, içindeki kanı damarlara vermek için açılıp kapanması

KISILMAK : Turkish Turkish

oylumu, niceliği, gücü azalmak

KISILMAK : Turkish Turkish

(gözkapakları için) hafifçe kapanmak

KISILMAK : Turkish Turkish

kaçıp kurtulma yolu kalmamak

KISIM KISIM : Turkish Turkish

ayrı ayrı, bölük bölük: onun sözlerini önemsemez, değerbilmezmiş; insan çeşit çeşit, yer kısım kısım (damar damar)

KISIM, -SMI : Turkish Turkish

parçalara ayrılmış bir şeyin her bölümü, bölük, kesim

KISIM, -SMI : Turkish Turkish

ir cinsten ya da meslekten olanların tümü

KISIM, -SMI : Turkish Turkish

ölüm, kol, dal

KISIMLAMAK : Turkish Turkish

tek elle avuçlamak

KIŞIN : Turkish Turkish

kış mevsiminde, kış süresince

KISINMAK : Turkish Turkish

kendi gereksinmelerini karşılamakta tutumlu davranmak, °imsak etmek

KISINTI : Turkish Turkish

her türlü gereksinmeyi karşılamada tutumlu davranma, kısma, azaltma

KISINTI YAPMAK : Turkish Turkish

tutumlu davranmak

KISINTILI : Turkish Turkish

kısıntıya dayanan, kısıntısı olan

KISINTISIZ : Turkish Turkish

kısıntıya dayanmayan, kısıntısı olmayan

KİŞİOĞLU, -NU : Turkish Turkish

ınsanoğlu, insan

KİŞİOĞLU, -NU : Turkish Turkish

soylu kimse

KISIR : Turkish Turkish

(ınsan ve hayvan için) üreme olanağı olmayan, döl vermeyen

KISIR : Turkish Turkish

(toprak için) ürün vermeyen

KISIR : Turkish Turkish

verimsiz, yararsız, sonuçsuz

KISIR : Turkish Turkish

ıçinde hiçbir üreme olayı geçmeyen (canlı göze, çekirdek. vb.)

KISIR : Turkish Turkish

haşlanmış bulgur, taze soğan, maydanoz ve baharatla yapılan bir tür yiyecek