Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KIŞIR, -ŞRI : Turkish Turkish

kabuk

KISIRDÖNGÜ : Turkish Turkish

ir önermeyi ikinci bir önermeyle, bunu da birincisiyle tanıtlayan mantıksal yanılgı

KISIRDÖNGÜ : Turkish Turkish

aynı olumsuz sonucu veren, çözüm getirmeyen durumların yinelenmesi, sürdürülmesi

KISIRGANMAK : Turkish Turkish

esirgeyip bir şeyi vermekten çekinmek

KISIRLAŞMA : Turkish Turkish

kısırlaşmak eylemi

KISIRLAŞMAK : Turkish Turkish

kısır duruma gelmek

KISIRLAŞTIRILMA : Turkish Turkish

kısırlaştırılmak eylemi

KISIRLAŞTIRILMAK : Turkish Turkish

kısırlaştırmak eylemine uğramak

KISIRLAŞTIRMA : Turkish Turkish

kısırlaştırmak eylemi

KISIRLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

üreme organlarını ameliyatla döl veremez duruma getirmek

KISIRLIK : Turkish Turkish

kısır olma durumu

KISIRLIK : Turkish Turkish

verimsizlik, °akamet

KİŞİSEL : Turkish Turkish

kişiyle ilgili, kişiye ilişkin, kişinin kendi malı olan, °şahsi, °zati

KİŞİSELCİLİK : Turkish Turkish

akılcı ve irade sahibi olarak, varlık olarak insanı dünyayı bilimsel bir biçimde tanımaya yönelik her türlü girişim merkezi ve temeli sayan felsefi sistem

KİŞİSELCİLİK : Turkish Turkish

maddi baskılar karşısında insanın mutlak önceliğe sahip olmasını savunan ahlak anlayışı

KİŞİSELLEŞME : Turkish Turkish

kişiselleşmek eylemi

KİŞİSELLEŞMEK : Turkish Turkish

kişisel bir duruma gelmek

KİŞİSELLEŞTİRİLMEK : Turkish Turkish

kişiselleştirmek eylemine konu olmak

KİŞİSELLEŞTİRME : Turkish Turkish

kişiselleştirmek eylemi

KİŞİSELLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

kişiselleşmesini sağlamak

KİŞİSELLİK : Turkish Turkish

kişisel olma durumu

KISIT : Turkish Turkish

kişinin yurttaşlık haklarını kullanma yetkisinin, yargı örgütünce kaldırılması

KISIT : Turkish Turkish

unama, mahkûm olma gibi nedenlerden dolayı yasanın, bir kimsenin malını, parasını istediği gibi kullanmasına ve harcamasına engel olması, °hacir

KISIT ALTINA ALMAK : Turkish Turkish

kısıtlamak, hacir altına almak

KISITLAMA : Turkish Turkish

kısıtlamak eylemi. °hacir