Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KOÇULMAK : Turkish Turkish

kucaklamak

KOCUŞMAK : Turkish Turkish

kucaklaşmak

KOÇYUMURTASI, -NI : Turkish Turkish

kasaplık hayvanların erkeklik bezleri

KOD : Turkish Turkish

ir bilgiyi gösteren simgeler dizgesi

KOD : Turkish Turkish

ir simgeler dizgesiyle gösterilen bilgiyi, başka bir kodlamada kullanılan bir ya da birkaç eşanlam listesini bir arada toplayan belge ya da el kitabı

KODAMAN : Turkish Turkish

ıleri gelen, servet ya da orun sahibi kimseler için alay yollu söylenir

KODAMANLIK : Turkish Turkish

kodaman olma durumu

KODEİN : Turkish Turkish

afyondan çıkarılan ve öksürüğü kesmeye yarayan bir alkaloit

KODEKS : Turkish Turkish

ılaçların formüllerini gösteren resmi kitap

KODES : Turkish Turkish

tutukevi, hapishane, karakol

KODESE TIKMAK : Turkish Turkish

hapse sokmak

KODESİ BOYLAMAK : Turkish Turkish

tutukevine girmek, hapse girmek

KODESLEMEK : Turkish Turkish

(birini) hapishaneye koymak

KODLAMA : Turkish Turkish

kodlamak eylemi

KODLAMAK : Turkish Turkish

kodlarla göstermek

KODLAMAK : Turkish Turkish

ir harita ya da taslaktaki noktaların kodlarını koymak, °rakamlamak

KODOŞ : Turkish Turkish

yolsuz birleşmelerde aracılık eden kimse, °pezevenk

KODOŞ : Turkish Turkish

u anlamda kullanılan sövgü sözü

KODOŞLUK : Turkish Turkish

kodoş olma durumu

KOF : Turkish Turkish

kuruyarak ya da çürüyerek içi boşalmış olan

KOF : Turkish Turkish

oş, değersiz, bilgisiz, yetkisiz (kimse)

KOF : Turkish Turkish

güçsüz, dermansız

KOF ÇIKMAK : Turkish Turkish

ir kimsenin bilgisiz, değersiz, işe yaramaz biri olduğu anlaşılmak

KOFA : Turkish Turkish

hasırotu, saz, kamış, kiliz

KOFALIK : Turkish Turkish

kofanın çok bulunduğu yer