Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KOFANA : Turkish Turkish

lüfer balığının irisi

KOFLAŞMA : Turkish Turkish

koflaşmak eylemi

KOFLAŞMAK : Turkish Turkish

kof, değersiz bir duruma gelmek

KOFLUK : Turkish Turkish

kof olma durumu

KOFLUK : Turkish Turkish

ıçi boş yer

KOFLUK : Turkish Turkish

ilgisizlik, ahmaklık

KOFLUK : Turkish Turkish

güçsüzlük, dermansızlık

KÖFTE : Turkish Turkish

genellikle kıyılmış etten, kimi zaman da tavuk, balık ya da patatesten yapılan türlü biçimlerde pişirilen yemek

KÖFTECİ : Turkish Turkish

köfte yapıp satan kimse

KÖFTECİ : Turkish Turkish

köfte satılan ya da yenilen yer

KÖFTECİLİK : Turkish Turkish

köfte pişirip satma işi

KÖFTEHOR : Turkish Turkish

sevgiyle söylenen paylama sözü

KÖFTELİK : Turkish Turkish

köfte yapmaya elverişli (kıyma)

KÖFTER : Turkish Turkish

üzüm şırasıyla nişasta kaynatılarak ve tepsilere dökülüp kesildikten sonra kurutularak yapılan bir çeşit pestil

KOFTİ : Turkish Turkish

eş para etmez, işe yaramaz, değersiz, uyduruk, anlamsız (haber, söz vb.)

KOFTİ : Turkish Turkish

yeteneksiz, beceriksiz, yalancı (kimse)

KOFTİ ATMAK : Turkish Turkish

asılsız haber yaymak, yalan söylemek

KOFTİ YUTMAK : Turkish Turkish

yalana inanmak, aldanmak

KOFTİLEŞMEK : Turkish Turkish

değerini, niteliğini yitirmek

KÖFTÜN : Turkish Turkish

sığırlara yedirilen susam ya da keten küspesi

KOFUL : Turkish Turkish

itki gözeleri yaşlandıkça plazmalarında oluşan ve içi göze suyuyla dolu bulunan boşluk

KOFULLAMA : Turkish Turkish

(bir şeyi) stoplazmadaki kofullardan birinin içine katma

KOFULLAŞMA : Turkish Turkish

göze öğelerinin içinde ya da dışında boşluk ya da koful oluşması

KOFULLU : Turkish Turkish

ıçinde koful ya da boşluk bulunan