Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MEVT, -Tİ : Turkish Turkish

ölüm

MEVTA : Turkish Turkish

ölü

MEVUT : Turkish Turkish

vaat olunmuş, söz verilmiş

MEVZİ, -İ : Turkish Turkish

yer. °mahal

MEVZİ, -İ : Turkish Turkish

ir askeri birliğin yeri ya da bu birlik tarafından ele geçirilen bölge

MEVZİİ : Turkish Turkish

genel olmayan, bir yere özgü alan, yayılmamış, dar, sınırlı, yerel

MEVZİİ : Turkish Turkish

yerel, °lokal: mevzii anestezi

MEVZİLENME : Turkish Turkish

mevzilenmek eylemi

MEVZİLENMEK : Turkish Turkish

mevzide yerini almak, mevziye girmek

MEVZU, -U : Turkish Turkish

konu

MEVZUA GİRMEK : Turkish Turkish

asıl konuyu ele almak

MEVZUAT HAZRETLERİ : Turkish Turkish

devlet dairelerinde işlemlerin uzamasına neden olan kırtasiyecilik

MEVZUAT, -TI : Turkish Turkish

ir ülkede yürürlükte olan yasa, tüzük, yönetmelik vb.'nin tümü

MEVZUAT, -TI : Turkish Turkish

sandık, çuval, teneke gibi içine ticaret malı konulan koyacaklar

MEVZUBAHİS ETMEK : Turkish Turkish

sözkonusu etmek, hakkında konuşmak

MEVZUBAHİS, -HSİ : Turkish Turkish

konu olan, sözkonusu

MEVZULU : Turkish Turkish

konulu

MEVZUN : Turkish Turkish

içimli, düzgün, oranlı, uyumlu

MEVZUN : Turkish Turkish

ölçülü, vezinli

MEVZUSUZ : Turkish Turkish

konusuz

MEY : Turkish Turkish

şarap

MEY : Turkish Turkish

doğu anadolu'da kullanılan bir tür küçük zurna

MEYAN : Turkish Turkish

ara, orta

MEYANBALI, -NI : Turkish Turkish

meyankökünden elde edilen şurup

MEYANCI : Turkish Turkish

aracı, aracılık eden kimse