Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
NEDİR Kİ : Turkish Turkish

şu var ki

NEDİR Kİ : Turkish Turkish

hangi nedenle?

NEDRET KESP ETMEK : Turkish Turkish

seyrelmek

NEDRET, -Tİ : Turkish Turkish

nicelik bakımından alışılanın, umulanın ya da gerekenin altında olma durumu, azlık, seyreklik

NEFASET, -Tİ : Turkish Turkish

nefis olma durumu

NEFER : Turkish Turkish

aşaması olmayan asker

NEFER : Turkish Turkish

kimse

NEFES : Turkish Turkish

soluk

NEFES : Turkish Turkish

(boş bir inançla) şifa verir diye hastaya okuyup üfleme

NEFES : Turkish Turkish

sigara, pipo içilirken içe çekilen duman

NEFES : Turkish Turkish

canlı varlık

NEFES : Turkish Turkish

ektaşi ve alevilerin görüş ve düşüncelerini belirtmek için yazılmış koşuk

NEFES ALDIRMAMAK : Turkish Turkish

dinlenmesine fırsat vermemek, aralık vermemek

NEFES ALMAK : Turkish Turkish

havayı ciğerlerine çekmek, soluk almak

NEFES ALMAK : Turkish Turkish

dinlenmek

NEFES ALMAK : Turkish Turkish

ferahlamak, rahatlamak

NEFES ALMAK : Turkish Turkish

yaşamak

NEFES ÇEKMEK : Turkish Turkish

sigara ya da başka bir şeyin dumanını içine çekmek

NEFES ÇEKMEK : Turkish Turkish

esrar içmek

NEFES DARLIĞI : Turkish Turkish

solumada sıkıntı

NEFES ETMEK : Turkish Turkish

oş bir inanışa göre, hastalığı geçirmek için okuyup üflemek

NEFES NEFESE : Turkish Turkish

soluyarak, soluk soluğa

NEFES NEFESE : Turkish Turkish

dara dar

NEFES TÜKETMEK : Turkish Turkish

çok konuşmaktan yorulmak

NEFESÇİ : Turkish Turkish

esrarkeş