Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
NEFESİ DURMAK : Turkish Turkish

ölmek

NEFESİ DURMAK : Turkish Turkish

şaşkınlık içinde kalmak

NEFESİ KESİLMEK (DARALMAK YA DA TUTULMAK) : Turkish Turkish

güç soluk alacak duruma gelmek ya da soluğu büsbütün durmak

NEFESLEME : Turkish Turkish

nefeslemek eylemi

NEFESLEMEK : Turkish Turkish

nefesini bir şeye yöneltmek, üflemek

NEFESLEMEK : Turkish Turkish

okuyup üflemek, nefes etmek

NEFESLENME : Turkish Turkish

nefeslenmek eylemi

NEFESLENMEK : Turkish Turkish

nefes almak

NEFESLİ : Turkish Turkish

soluk alıp vermeden uzunca bir zaman durabilen, nefesi güçlü olan

NEFESLİK : Turkish Turkish

ir soluk alıncaya kadar geçen süre

NEFESLİK : Turkish Turkish

hava alma yeri, hava deliği

NEFHA : Turkish Turkish

güzel koku

NEFHA : Turkish Turkish

esinti

NEFİR : Turkish Turkish

oynuzdan yapılan bir tür boru

NEFİS : Turkish Turkish

pek hoş, istek uyandıran, çok güzel

NEFİS MÜCADELESİ : Turkish Turkish

insanın, kendi nefsinin isteklerini önleme uğraşısı

NEFİS, -FSİ : Turkish Turkish

öz varlık, kişilik

NEFİS, -FSİ : Turkish Turkish

ınsanın yeme, içme gibi dirimbilimsel gereksinmelerinin tümü

NEFİY, -FYİ : Turkish Turkish

sürme, sürgüne gönderme

NEFİY, -FYİ : Turkish Turkish

olumsuzluk ve olumsuz kılma

NEFİY, -FYİ : Turkish Turkish

yadsıma

NEFRET DUYMAK : Turkish Turkish

(birinden) tiksinmek, hoşlanmamak

NEFRET ETMEK : Turkish Turkish

irine ya da bir şeye karşı nefret duygusuyla dolu olmak

NEFRET ETMEK : Turkish Turkish

tiksinti duymak

NEFRET UYANDIRMAK : Turkish Turkish

nefret etmesine neden olmak