Multilingual Turkish Dictionary Turkish

OBURLAŞMAK : Turkish Turkish

obur duruma gelmek

OBURLUK : Turkish Turkish

obur olma durumu

ÖBÜRÜ : Turkish Turkish

öteki, öbür kişi ya da şey, diğeri, çoğulu öbürleri

OBÜS : Turkish Turkish

yüksek ve alçaktan mermi atabilen, top ve havanların kimi özelliklerine sahip kısa namlulu bir top

ÖÇ ALMAK ( YA DA ÖCÜNÜ ALMAK) : Turkish Turkish

yapılan bir kötülüğün acısını, kötülük yaparak çıkarmak, °intikam almak

ÖÇ, -CÜ : Turkish Turkish

kötü bir davranış ya da sözü cezalandırmak için kötülükle karşılık verme isteği ve işi, °intikam

OCAK : Turkish Turkish

ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma gibi amaçlarla kullanılan yer

OCAK : Turkish Turkish

odalarda, genellikle duvar kenarında tuğla ya da taştan yapılmış, bacası olan yer, °şömine

OCAK : Turkish Turkish

isı vererek üzerine ya da içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç ya da aygıt

OCAK : Turkish Turkish

kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer

OCAK : Turkish Turkish

taş ya da maden çıkarılan yer

OCAK : Turkish Turkish

ostanlarda her cins sebze için ayrılmış, çevresi yükseltilmiş toprak parçası

OCAK : Turkish Turkish

ir şeyin en çok bulunduğu ya da yapıldığı yer

OCAK : Turkish Turkish

aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları örgüt ya da toplandıkları, görev yaptıkları yer

OCAK : Turkish Turkish

(kimi deyimlerde) ev, aile, soy

OCAK : Turkish Turkish

kimi hastalıkları iyi ettiğine inanılan aile

OCAK : Turkish Turkish

yılın otuz bir gün süren birinci ayı, °kânunusani

OCAK KAŞI : Turkish Turkish

ocağın içinde üstüne tencere oturtulan yer

OCAKÇI : Turkish Turkish

ateşçi

OCAKÇI : Turkish Turkish

ocak bacaları temizleyicisi

OCAKÇI : Turkish Turkish

kahvelerde ocak başında kahve, çay gibi şeyleri hazırlayan kimse

OCAKÇILIK : Turkish Turkish

ocakçı olma durumu ya da ocakçının işi

OCAKI BATMAK : Turkish Turkish

yuvası yıkılmak ya da soyu tükenmek

OCAKI TÜTMEK : Turkish Turkish

soyu devam etmek

OCAKINI SÖNDÜRMEK : Turkish Turkish

ailenin dağılmasına, yok olmasına neden olmak