Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ODALI : Turkish Turkish

herhangi bir sayıda odası olan

ODALI : Turkish Turkish

topkapı sarayında oturan saray adamları

ODALIK : Turkish Turkish

ir erkeğin nikâhsız olarak aldığı cariye

ODALIK : Turkish Turkish

padişah ve şehzadelerin, saraya alınan karavaşlar arasından seçtikleri kadın, °ikbal

ÖDEM : Turkish Turkish

kimi hastalıklarda yüzde, ellerde, ayaklarda görülen yangısız şiş

ÖDEME : Turkish Turkish

ödemek eylemi, °tediye

ÖDEMEK : Turkish Turkish

ir alışveriş ilişkisinde, borçlu olunan şeyin karşılığını alacaklıya vermek, °tediye etmek

ÖDEMEK : Turkish Turkish

edelini vererek bir zararı karşılamak, °tazmin etmek

ÖDEMEK : Turkish Turkish

(bir iş, bir kuruluş için) harcanan, yatırılan parayı çıkartmak, °itfa etmek

ÖDEMEK : Turkish Turkish

ir işin, bir görevin karşılığını vermek

ÖDEMEK : Turkish Turkish

ir şeye özveri ile, zahmetle kavuşmak

ÖDEMELİ : Turkish Turkish

değeri postaneye ödendikten sonra alıcıya verilecek olan

ÖDEMELİ : Turkish Turkish

karşı tarafça ödenmek koşuluyla edilen (telefon) ya da çekilen (telgraf)

ÖDEMLİ : Turkish Turkish

ıçinde sıvı birikmesi sonucu şişen (organ ya da doku)

ÖDENCE : Turkish Turkish

zarar karşılığı ödenen para, tazminat

ÖDENCELEMEK : Turkish Turkish

verilen zararı ödence vererek karşılamak, °tazmin etmek

ÖDENEK : Turkish Turkish

ir iş için ayrılan belli para, °tahsisat

ÖDENEK : Turkish Turkish

devlet harcamalarının yapılabilmesi için, her yılın bütçesiyle yürütme organına verilen harcama izni

ÖDENEK : Turkish Turkish

parlamento üyelerine, görevleri nedeniyle verilen, yolluk dışında kalan para

ÖDENEKLİ : Turkish Turkish

devlet ya da kamu kuruluşlarınca kendisine ödenek ayrılmış olan

ÖDENEKSİZ : Turkish Turkish

ödeneği bulunmayan

ÖDENEKSİZLİK : Turkish Turkish

ödeneksiz olma durumu

ÖDENİŞ : Turkish Turkish

ödenmek eylemi ya da biçimi

ÖDENME : Turkish Turkish

ödenmek eylemi

ÖDENMEK : Turkish Turkish

ödemek eylemine konu olmak