Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ÖDÜNLEME : Turkish Turkish

ödünlemek eylemi, °taviz

ÖDÜNLEME : Turkish Turkish

engellenen ve doyurulamayan dilek, istek ve davranışların yarattığı tedirginliği, onların yerine geçebilecek başka dilek, istek ve davranışlarla giderme

ÖDÜNLEMEK : Turkish Turkish

ödünle karşılamak, °taviz vermek

ÖDÜNLEŞMEK : Turkish Turkish

karşılıklı ödün vererek uzlaşmak

ÖDÜNLÜ : Turkish Turkish

ödün niteliğinde olan, ödün vererek yapılan, °ivazlı

ÖDÜNLÜ : Turkish Turkish

ödün veren (kimse)

ODUNLUK : Turkish Turkish

odun konulan yer

ODUNLUK : Turkish Turkish

odun durumuna getirilip yakılmaya elverişli (ağaç)

ODUNLUK : Turkish Turkish

kabalık, anlayışsızlık

ODUNÖZÜ, -NÜ : Turkish Turkish

itkiye destek olan, besisuyunu taşıyan, odunda bulunan katı maddelerden biri

ODUNSU : Turkish Turkish

oduna benzeyen, odunu andıran

ÖDÜNSÜZ : Turkish Turkish

ödün niteliğinde olmayan, ödün vermeksizin yapılan, °ivazsız

ÖDÜNSÜZ : Turkish Turkish

ödün vermeyen (kimse)

ÖDÜNSÜZLÜK : Turkish Turkish

ödünsüz olma durumu

ODYOMETRE : Turkish Turkish

( eudia iyi hava, metron ölçü) (...'.) ışitme organı ve sisteminin niteliklerini değerlendiren, işitmeyi ölçen aygıt

ÖDYOMETRE : Turkish Turkish

kimyasal tepkimelerde gazların oylum değişmelerini ölçmeye yarayan aygıt

ODYOVİZÜEL : Turkish Turkish

görselişitsel

OF : Turkish Turkish

sıkıntı, bezginlik, usanç, acı gibi duyguları bildirir

ÖF : Turkish Turkish

usanç, bezginlik, tiksinti gibi duygular anlatır

OF ÇEKMEK : Turkish Turkish

oflamak

OFİS : Turkish Turkish

ışyeri, °daire, °büro

ÖFKE : Turkish Turkish

engellenme, incinme ya da gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, °hışım, °hiddet, °gazap

ÖFKE BALDAN TATLIDIR : Turkish Turkish

öfkeye kapılınca bağırıp çağırmak insanı rahatlatır

ÖFKE İLE KALKAN ZİYANLA (ZARARLA) OTURUR : Turkish Turkish

öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer

ÖFKECİ : Turkish Turkish

sık ve çabuk öfkelenen (kimse)