Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ÖRÜMCEĞİMSİ : Turkish Turkish

örümceğe benzeyen

ÖRÜMCEĞİMSİLER : Turkish Turkish

karada yaşayan akrepler, örümcekler, keneler ve uyuzböceklerini içine alan, dört çift ayaklı eklembacaklılar sınıfı

ÖRÜMCEK : Turkish Turkish

örümcekler takımından eklemli hayvan (aranea)

ÖRÜMCEK : Turkish Turkish

u hayvanın ördüğü ağ

ÖRÜMCEK : Turkish Turkish

yürüteç

ÖRÜMCEK KAFALI : Turkish Turkish

eskiye saplanıp her türlü yeniliklere düşman olan

ÖRÜMCEKKUŞU, -NU : Turkish Turkish

örümcekkuşugillerden, orta boyda, tüyleri koyu külrengi, siyah, beyaz kiminde pembe ya da koyu kırmızı benekler bulunan ötücü kuş (lanius)

ÖRÜMCEKKUŞUGİLLER : Turkish Turkish

örümcekkuşu ve benzerlerini içine alan ötücü kuşlar familyası

ÖRÜMCEKLENME : Turkish Turkish

örümceklenmek eylemi

ÖRÜMCEKLENMEK : Turkish Turkish

(bir yer) örümcek ağlarıyla dolmak

ÖRÜMCEKLENMEK : Turkish Turkish

akımsız ve terk edilmiş bulunmak

ÖRÜMCEKLENMEK : Turkish Turkish

ateşli hastalıklarda göz, ağız gibi yerler kurumuş salgılarla perdelenir gibi olmak

ÖRÜMCEKLER : Turkish Turkish

örümceklerle akrepleri içine alan bir eklembacaklılar takımı

ÖRÜMCEKLİ : Turkish Turkish

örümcek ağlarıyla kaplanmış, örümcek bağlamış

ÖRÜMCEKLİ KAFA : Turkish Turkish

eskimiş, gerici düşünceler taşıyan kimse

ÖRÜMCEKSİ : Turkish Turkish

örümcek ağı gibi ince ve seyrek dokulu olan

ÖRÜMCEKSİZAR : Turkish Turkish

eyni ve omuriliği örten sert zar ile ince zar arasında bulunan ağ gibi ince, seyrek dokulu zar

ORUN : Turkish Turkish

özel yer

ORUN : Turkish Turkish

önemli bir görevlinin çalıştığı yer, °makam, °mansıp, °mesnet, °mevki

ORYA : Turkish Turkish

karo

ORYANTAL : Turkish Turkish

doğu ile ilgili, doğuyu anımsatan, °şarki

ORYANTAL : Turkish Turkish

göbek dansı, göbek havası

ORYANTAL : Turkish Turkish

göbek dansı yapan kadın

ORYANTALİST, -Tİ : Turkish Turkish

doğubilimci, °şarkiyatçı, °müsteşrik

ORYANTALİZM : Turkish Turkish

doğubilim, °şarkiyat