Turkish
OT YİYENLER : Turkish Turkish
itki yiyerek beslenenler
OT, -TU : Turkish Turkish
toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir, iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkilere verilen ortak ad
OT, -TU : Turkish Turkish
ağı, °zehir
OT, -TU : Turkish Turkish
em, °ilaç
OT, -TU : Turkish Turkish
otla yapılmış ya da otla doldurulmuş
OT, -TU : Turkish Turkish
esrar
OTACI : Turkish Turkish
hekim, °tabip, °doktor
OTACILIK : Turkish Turkish
hekimlik, °tıp, °tabiplik
OTAĞ, OTAK : Turkish Turkish
üyük ve süslü çadır
OTAKÇI : Turkish Turkish
otağ yapan ya da satan kimse
OTAKÇI : Turkish Turkish
orduda otağ kuran er
OTALAMA : Turkish Turkish
otalamak eylemi
OTALAMAK : Turkish Turkish
ağılamak
OTALAMAK : Turkish Turkish
otomak
OTAMA : Turkish Turkish
otamak eylemi, °tedavi
OTAMAK : Turkish Turkish
ılaç vererek hastalığı iyi etmeye çalışmak, °tedavi etmek
OTANTİK : Turkish Turkish
asıl, esas, doğru
OTANTİKLİK : Turkish Turkish
otantik olma durumu
OTARMAK : Turkish Turkish
otlatmak
OTARSİ : Turkish Turkish
ekonomik alanda kendi kendine yeterli olmaya yönelen bir ülkenin rejimi
OTÇU : Turkish Turkish
köylerde hekimlik yapan kimse
OTÇUL : Turkish Turkish
otla beslenen, otobur (hayvan)
OTÇULLUK : Turkish Turkish
otçul olma durumu, otoburluk
ÖTE : Turkish Turkish
konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer ya da şey,°mavera
ÖTE : Turkish Turkish
ir şeyin arkadan gelen bölümü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani