Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PİREYİ GÖZÜNDEN VURMAK : Turkish Turkish

usta nişancı olmak

PIRIL PIRIL : Turkish Turkish

çok parlak, çok ışıklı

PIRIL PIRIL : Turkish Turkish

çok temiz, tertemiz

PIRIL PIRIL : Turkish Turkish

çok yeni

PIRIL PIRIL : Turkish Turkish

kusursuz, eksiği olmayan, tam

PIRILDAK : Turkish Turkish

işık açıp kapamak yoluyla işaretler vererek anlaşmayı sağlayan aygıt

PIRILDAKÇI : Turkish Turkish

pırıldak kullanmasını bilen ve bu işte çalışan kimse

PIRILDAMA : Turkish Turkish

pırıldamak eylemi

PIRILDAMAK : Turkish Turkish

işık saçmak, ışıldamak

PIRILTI : Turkish Turkish

pırıldayan şeyin çıkardığı ışık

PIRILTILI : Turkish Turkish

pırıltısı olan, parlak

PIRILTILI : Turkish Turkish

süslü, özentili

PİRİNA : Turkish Turkish

zeytinin, sıkıldıktan sonra yağ bakımından zenginliğini yitirmeyen, gübre ya da hayvan yemi olarak kullanılan küspesi

PİRİNÇ : Turkish Turkish

uğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki (oryza sativa)

PİRİNÇ : Turkish Turkish

u bitkinin besin olarak kullanılan tanesi

PİRİNÇ : Turkish Turkish

akıra çinko katılarak elde edilen sarı renkte bir alaşım

PİRİNÇ : Turkish Turkish

u alaşımdan yapılmış

PİRİNÇ TANELERİ : Turkish Turkish

güneş'in ışıkküresinin yer'den görünen yüzündeki tanecikler

PİRİNÇBİTİ : Turkish Turkish

tropikal bölgelerde tahıllara özellikle pirince zarar veren böcek

PİRİNÇSİ : Turkish Turkish

pirinç tanesi görünümünde olan

PİRİNÇSİ DIŞKI : Turkish Turkish

kolerada görülen dışkı

PİRİNÇUNU : Turkish Turkish

pirincin öğütülmesiyle elde edilen un

PİRİT, -Tİ : Turkish Turkish

pırıltılı kristallerden oluşan doğal demir sülfürü (fe s2) ya da doğal bakır sülfürü (cus2)

PIRLAK : Turkish Turkish

doğan, atmaca gibi yırtıcı kuşları yakalamada çağırtkan olarak kullanılan, avcılarca bir kafes içinde av yerine bırakılan kuş

PIRLAMAK : Turkish Turkish

(kuş için) herhangi bir şeyden ürküp uçmak