Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
REFLEKTÖR : Turkish Turkish

yansıtaç

REFORM : Turkish Turkish

daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme, düzeltim, °ıslahat: tanzimatın çeşitli reformlarını gerçekleştirmeyen, onları kendi çıkarlarına uyacak şekle sokmayı başaran dinciler değil, toprak ağaları ve derebeyi artıklarıdır

REFORMCU : Turkish Turkish

eform yapan ya da reform yanlısı, °ıslahatçı

REFORMCULUK : Turkish Turkish

eldeki kurum ve olanaklarla, devrime başvurmadan toplumun daha iyi duruma getirilebileceğini, sosyal adaletin sağlanabileceğini ileri süren siyasal sistem, °ıslahatçılık

REFÜJ : Turkish Turkish

geniş ve işlek yolların ortasında yayaların yolu iki aşamalı geçebilmesi için yapılmış dar kaldırım

REGAİP : Turkish Turkish

amine hatun'un hz. muhammet'e gebe kaldığı gece

REGAİP : Turkish Turkish

ecep ayının kandil olarak kutlanan ilk cuma gecesi

REGL : Turkish Turkish

aybaşı, °âdet

REGLAN : Turkish Turkish

pelerinli bir çeşit palto

REGLAN : Turkish Turkish

omuzlardan geçerek boyna kadar uzanan (kol)

REGRESYON : Turkish Turkish

deniz çekilmesi

REGÜLATÖR : Turkish Turkish

düzenleyici2, ayarlayıcı

REHA : Turkish Turkish

kurtuluş, kurtulma

REHABİLİTASYON : Turkish Turkish

ir kimsenin iş yapmaya engel olan sakatlığını ya da yetersizliğini gidermek amacıyla uygulanan tedavi

REHAVET ÇÖKMEK ( YA DA BASMAK) : Turkish Turkish

gevşeklik, ağırlık duymak ve uyumak istemek

REHAVET, -Tİ : Turkish Turkish

vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik

REHBER : Turkish Turkish

kılavuz

REHBER : Turkish Turkish

irinin doğruyu bulmasına yardımcı olan, yol gösteren kimse ya da şey

REHBER ÖĞRETMEN : Turkish Turkish

öğrencilerin özel durumlarıyla yakından ilgilenen ve öğrenciye, zorluklar karşısında yardımcı olan öğretmen

REHBERLİK : Turkish Turkish

kılavuzluk

REHBERLİK : Turkish Turkish

öğrencilerinin dertlerini öğrenerek onlara yardımda bulunma

REHBERLİK ETMEK : Turkish Turkish

yol göstermek, kılavuzluk etmek

REHİN : Turkish Turkish

ir borcun ödeneceğine inanca olarak, ödenince, geri alınmak koşuluyla borçlunun alacaklıya verdiği değerli şey, tutu, °ipotek

REHİN ETMEK : Turkish Turkish

ehin olarak vermek

REHİNE : Turkish Turkish

ir anlaşma, sözleşme ya da isteğin yerine getirilmesini sağlamak için teminat olarak ele geçirilen kimse, tutak