Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
REÇEL : Turkish Turkish

meyveleri şekerle kaynatarak hazırlanan tatlı

REÇELCİLİK : Turkish Turkish

eçel yapma ve satma işi

REÇELLİK : Turkish Turkish

eçel yapmaya uygun ya da reçel yapmak için ayrılmış olan (meyve)

RECEP : Turkish Turkish

ay takviminin yedinci ayı, üç ayların ilki

REÇETE : Turkish Turkish

üzerinde doktorun hastası için gerekli gördüğü ilaçlarla, bunların kullanış biçimleri yazılı olan kâğıt

REÇETE : Turkish Turkish

yol. yöntem, çare

REÇETELİ : Turkish Turkish

satışı reçeteye bağlı olan, reçete karşılığında verilen, satılan (ilaç)

REÇETESİZ : Turkish Turkish

eçete aranmaksızın satılan (ilaç)

RECİM, -CMİ : Turkish Turkish

taşa tutma, taşa tutarak öldürme

REÇİNE : Turkish Turkish

kimi bitkilerde özellikle çamlarda oluşan, katı ya da yarı akışkan organik salgı maddesi, ağaçbalı

REÇİNE : Turkish Turkish

sonsuz polimerleşme ile elde edilen, büyük moleküllü yapay madde

RECMETME : Turkish Turkish

ecmetmek eylemi

RECMETMEK : Turkish Turkish

taşa tutmak, taşa tutarak öldürmek

REDAKSİYON : Turkish Turkish

yazı yazma, kaleme alma

REDAKSİYON : Turkish Turkish

ir metin üzerinde gereken düzeltmeleri yaparak yazıyı yayına hazır duruma getirme

REDAKTÖR : Turkish Turkish

yazı yazan, bir yazıyı kaleme alan kimse

REDAKTÖR : Turkish Turkish

ir metin üzerinde gereken düzeltmeleri yaparak yazıyı yayıma hazır duruma getiren kimse

REDAKTÖRLÜK : Turkish Turkish

edaktörün görevi

REDDEDİLME : Turkish Turkish

eddedilmek eylemi

REDDEDİLMEK : Turkish Turkish

eddetmek eylemine konu olmak

REDDETME : Turkish Turkish

eddetmek eylemi

REDDETMEK : Turkish Turkish

verilen ya da yapılması istenen bir şeyi kabul etmemek, geri çevirmek

REDDETMEK : Turkish Turkish

(aileden olan birini) aileden bir birey olarak saymamak, tanımamak

REDDETMEK : Turkish Turkish

yalanlamak, çürütmek

REDDİYE : Turkish Turkish

ir düşünceyi, bir öğretiyi çürütmek için yazılan yazı