Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SABAHÇI : Turkish Turkish

uyumadan sabahı eden kimse

SABAHÇI : Turkish Turkish

okula öğleden önce giden öğrenci

SABAHÇI KAHVESİ : Turkish Turkish

sabaha kadar açık kalan ya da sabaha karşı açılan kahve

SABAHÇILIK : Turkish Turkish

sabahçı olma durumu

SABAHI BULMAK ( YA DA ETMEK) : Turkish Turkish

sabaha kadar uyumamak, sabahlamak

SABAHIN KÖRÜNDE : Turkish Turkish

sabahın en erken saatinde, erkenden, ortalık iyice aydınlanmadan

SABAHKİ : Turkish Turkish

sabah olan, sabah yapılan: sabahki toplantı. sabahki ziyaret

SABAHLAMA : Turkish Turkish

sabahlamak eylemi

SABAHLAMAK : Turkish Turkish

ir yerde sabaha kadar kalmak

SABAHLAMAK : Turkish Turkish

herhangi bir nedenle bütün geceyi uyumadan geçirmek: yılbaşı gecesi sabahladılar

SABAHLAR HAYROLSUN! : Turkish Turkish

günaydın!

SABAHLARI : Turkish Turkish

sabah vaktinde

SABAHLARI : Turkish Turkish

her sabah

SABAHLATMAK : Turkish Turkish

sabahlamak eylemini yaptırmak, sabahlamasına neden olmak

SABAHLEYİN : Turkish Turkish

sabah vaktinde, sabahın ilk saatlerinde

SABAHLIK : Turkish Turkish

sabahları yataktan kalkınca geçici olarak giyilen üstlük

SABAHLIK : Turkish Turkish

sabahla ilgili, sabaha özgü; sabaha yetecek kadar

SABAHLIK : Turkish Turkish

sabaha özgü olmak üzere

SABAKÜRDİ : Turkish Turkish

türk müziğinde bir bileşik makam

SABAN : Turkish Turkish

tarlayı ekilir duruma getirmek için çift süren hayvanların koşulduğu demir uçlu tarım aracı

ŞABAN : Turkish Turkish

ay takviminin sekizinci ayı, üç aylar'dan ikincisi

ŞABAN : Turkish Turkish

aptal, saf, şaşkın, budala

SABAN KULAĞI : Turkish Turkish

sabanın, toprağın altını üstüne getiren bölümü

SABAN SÜRMEK : Turkish Turkish

toprağı sabanla kazıp altüst etmek

SABAN SÜRMEK : Turkish Turkish

güreşte, yüzükoyun duran hasmı ayaklarından tutup yerde sürümek