Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SABREDEN DERVİŞ MURADINA ERMİŞ : Turkish Turkish

eklemesini bilen kimse sonunda amacına ulaşır

SABRETME : Turkish Turkish

sabretmek eylemi

SABRETMEK : Turkish Turkish

sabır göstermek, sabırlı davranmak

SABRI TAŞMAK ( YA DA TÜKENMEK) : Turkish Turkish

katlanamaz, dayanamaz duruma gelmek, sabrı kalmamak

SABUKLAMA : Turkish Turkish

kimi hastalıklarda görülen abuk sabuk konuşma, anlamsız davranışlarda bulunma gibi belirtiler gösteren ruh bozukluğu, °hezeyan

SABUN : Turkish Turkish

kirli ve yağlı şeyleri temizlemekte kullanılan, türlü yağlarla alkalileri birleştirerek yapılan madde

SABUN : Turkish Turkish

u maddenin kalıp durumunda olanı

SABUN KÖPÜĞÜ GİBİ SÖNMEK : Turkish Turkish

gösterişli olmakla birtikte en hafif bir etki ile yok olmak

SABUNAĞACI : Turkish Turkish

özsuyu köpüren sıcak ülke ağacı

SABUNCU : Turkish Turkish

sabun yapan ya da satan kimse

SABUNCULUK : Turkish Turkish

sabun yapma ya da satma işi

SABUNHANE : Turkish Turkish

sabun yapılan yer

SABUNİYE : Turkish Turkish

ir tür nişasta helvası

SABUNLAMA : Turkish Turkish

sabunlamak eylemi

SABUNLAMAK : Turkish Turkish

herhangi bir şeyi sabun sürerek yıkamak

SABUNLANMA : Turkish Turkish

sabunlanmak eylemi

SABUNLANMAK : Turkish Turkish

sabunla yıkanmak

SABUNLANMAK : Turkish Turkish

sabun sürülmek

SABUNLAŞIR : Turkish Turkish

sabunlaşma özelliği olan (madde)

SABUNLAŞMA : Turkish Turkish

itkisel ya da hayvansal yağların sabun durumuna dönüşmesi

SABUNLAŞMAK : Turkish Turkish

sabun durumuna gelmek

SABUNLAŞMAZ : Turkish Turkish

sabunlaşma özelliği olmayan (madde)

SABUNLAŞTIRMA : Turkish Turkish

sabunlaştırmak eylemi

SABUNLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ir maddeyi sabun durumuna dönüştürmek

SABUNLU : Turkish Turkish

ıçinde sabun eritilmiş