Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SABİT FİKİR : Turkish Turkish

saplantı

SABİT OLMAK : Turkish Turkish

ir şeyin varlığı, gerçekliği kesin olarak belli olmak

SABİT OLMAK : Turkish Turkish

durağan durumda bulunmak

SABİT, -Tİ : Turkish Turkish

yerinden oynamayan, yer değiştirmeyen, durağan

SABİT, -Tİ : Turkish Turkish

gerçekliği saptanmış, tanıtlanmış olan

SABİT, -Tİ : Turkish Turkish

değişmeyen, hep aynı kalan, önceden ayarlanmış, değişmez

SABİTE : Turkish Turkish

ir formülde geçen ve önceden belirlenmiş bulunan değişmez nicelik

SABİTE : Turkish Turkish

durağan yıldız

SABİTLEŞME : Turkish Turkish

sabitleşmek eylemi

SABİTLEŞMEK : Turkish Turkish

sabit duruma gelmek

SABİTLEŞTİRME : Turkish Turkish

sabitleştirmek eylemi

SABİTLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

sabit duruma getirmek

SABİTLİK : Turkish Turkish

sabit olma durumu, değişmezlik

ŞABLON : Turkish Turkish

üzerindeki harf ve şekillerin çevre çizgileri kalem ucu girecek biçimde oyuk olan, bu çizgilerden kalemle istenilen biçim elde edilen, metal ya da plastikten cetvel

ŞABLON : Turkish Turkish

değişik alanlarda düzeltme, belirleme, ölçme, denetleme işlerinde kullanılan ve işlevine göre yapısı değişen aygıt

ŞABLON : Turkish Turkish

körü körüne, üzerinde hiç düşünmeden onaylanan, öykünülen, çok kez yinelendiğinden kanıksanmış, basmakalıp örnek

ŞABLONCU : Turkish Turkish

ir düşünceyi, öğretiyi üzerinde hiç düşünmeden benimseyen, savunan (kimse)

ŞABLONCULUK : Turkish Turkish

ir düşünceyi, öğretiyi üzerinde hiç düşünmeden benimseme, savunma

SABO : Turkish Turkish

genellikle birçok avrupa ülkesinde giyilen tahta ayakkabı

SABO : Turkish Turkish

üzerinde deri vb. bir bant bulunan bir tür sandal

SABOTAJ : Turkish Turkish

altalama

SABOTAJ YAPMAK : Turkish Turkish

altalamak

SABOTAJCI : Turkish Turkish

sabotaj yapan (kimse), baltalayıcı

SABOTAJCILIK : Turkish Turkish

sabotajcı olma durumu, baltalayıcılık

SABOTE ETMEK : Turkish Turkish

altalamak