Turkish
SADE : Turkish Turkish
(kahve için) şekersiz
SADE : Turkish Turkish
yalnızca, yalnız, ancak, sadece
SADE : Turkish Turkish
(biçem için) yalın, süssüz, anlaşılır olan
SADE BİRİMLER BÖLÜĞÜ : Turkish Turkish
irden dokuza kadar olan sayılar bölüğü
SADE SUYA : Turkish Turkish
yağsız
SADECE : Turkish Turkish
aşka bir şey bulunmaksızın, yalnızca, yalnız, ancak, °sade
SADELEŞME : Turkish Turkish
sadeleşmek eylemi, yalınlaşma
SADELEŞME : Turkish Turkish
dilde yabancı sözcüklerden arınma
SADELEŞMEK : Turkish Turkish
yalın bir durum almak, yalınlaşmak
SADELEŞMEK : Turkish Turkish
dilde yabancı sözcüklerden arınmak
SADELEŞTİRME : Turkish Turkish
sadeleştirmek eylemi
SADELEŞTİRMEK : Turkish Turkish
yalın bir duruma getirmek, yalınlaştırmak
SADELİK : Turkish Turkish
yalın olma durumu
SADELİK : Turkish Turkish
yalınlık
SADET : Turkish Turkish
konuşulan asıl konu, asıl madde
SADET E GELMEK : Turkish Turkish
konuyla ilgisiz sözleri bırakarak asıl konuya dönmek
SADEYAĞ, SAĞYAĞ : Turkish Turkish
sütten elde edilen yemeklik yağ
SADİK : Turkish Turkish
elezerlik özelliği olan
SADİK : Turkish Turkish
elezer
SADIK : Turkish Turkish
doğru, gerçek
SADIK : Turkish Turkish
dostluğu ve bağlılığı içten olan, °sadakatli
SADIK KALMAK : Turkish Turkish
(birine, bir şeye) bağlılığını sürdürmek, bağlı kalmak
SADIKHANE : Turkish Turkish
sadık olana yaraşır biçimde
SADIKLIK : Turkish Turkish
sadık olma biçimi
SADIR : Turkish Turkish
çıkan, görünen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani