Turkish
SAĞDIÇ : Turkish Turkish
düğünde gelin ya da güveye kılavuzluk eden kimse
SAĞDIÇ EMEĞİ : Turkish Turkish
oşa giden emek, çaba
SAĞDIÇLIK : Turkish Turkish
sağdıç olma durumu
SAĞDIRMA : Turkish Turkish
sağdırmak eylemi
SAĞDIRMAK : Turkish Turkish
sağmak işini yaptırmak
SAĞDIRMAK : Turkish Turkish
sağmasına neden olmak
SAĞDUYU : Turkish Turkish
doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği, °aklıselim, °hissiselim
SAĞDUYU : Turkish Turkish
doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü
SAĞDUYULU : Turkish Turkish
sağduyusu olan
SAĞDUYUSAL : Turkish Turkish
sağduyu ile ilgili olan
SAĞDUYUSUZ : Turkish Turkish
sağduyusu olmayan
SAĞGÖRÜ : Turkish Turkish
gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği, °basiret
SAĞGÖRÜLÜ : Turkish Turkish
sağgörüsü olan, °basiretli
SAĞGÖRÜLÜLÜK : Turkish Turkish
sağgörülü olma durumu
SAĞGÖRÜSÜZ : Turkish Turkish
sağgörüsü olmayan, °basiretsiz
SAĞGÖRÜSÜZLÜK : Turkish Turkish
sağgörüsüz olma durumu, °basiretsizlik
SAĞHAF : Turkish Turkish
ayaktopunda oyun kurucuların sağ ucunda yer alan oyuncu
SAĞI : Turkish Turkish
kuş tersi, kuş gübresi
SAĞI SOLU OLMAMAK : Turkish Turkish
nasıl davranacağı belli olmamak
SAĞİÇ : Turkish Turkish
ayaktopunda, akıncılar arasında yer alan beş oyuncudan, sağdan ikinci yerde bulunan oyuncu
SAĞICI : Turkish Turkish
sağmal hayvanları sağan kimse
SAĞILIŞ : Turkish Turkish
sağılmak eylemi ya da biçimi
SAĞILMA : Turkish Turkish
sağılmak eylemi
SAĞILMAK : Turkish Turkish
sağmak eylemine konu olmak
SAĞILMAK : Turkish Turkish
(kumaşın) bir yerinden iplik çıkıp sökülmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani