Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SAĞILMAK : Turkish Turkish

akmak, kaymak, aşağıya doğru hızla inmek

SAĞIM : Turkish Turkish

sağmak eylemi

SAĞIM : Turkish Turkish

süt veren hayvan

SAĞIM GÜĞÜMÜ : Turkish Turkish

sağılan sütlerin biriktirildiği kap

SAĞIMLI : Turkish Turkish

süt veren, sağmal

SAĞIMLIK : Turkish Turkish

sağılmak için beslenen (hayvan)

SAĞIN : Turkish Turkish

sağaltman, doktor, hekim

SAĞIN : Turkish Turkish

doğruluk kuralına uygun olan

SAĞIN : Turkish Turkish

sözün anlatılmak istenene tam karşılık olması, tam uygun düşmesi niteliği,°sahih

SAĞIN BİLİMLER : Turkish Turkish

denetlenebilir ölçü ve hesaplara dayanan bilimler; dar anlamda matematik

SAĞINI SOLUNU BİLMEMEK : Turkish Turkish

düşüncesiz, dikkatsiz olmak

SAĞIR : Turkish Turkish

ışitme duyusundan yoksun, işitmeyen (kimse), işitme engelli

SAĞIR : Turkish Turkish

ses geçirmeyen, yankı yapmayan

SAĞIR : Turkish Turkish

isıyı az veren, geç ısınan

SAĞIR : Turkish Turkish

vurulduğu zaman ses vermeyen

SAĞIR -DİLSİZ : Turkish Turkish

hem sağır hem dilsiz olan

SAĞIR ETMEK : Turkish Turkish

sağırlaşmasına neden olmak, işitemez duruma getirmek

SAĞIR OLMAK : Turkish Turkish

sağır duruma gelmek, sağırlaşmak

SAĞIRLAŞMA : Turkish Turkish

sağırlaşmak eylemi

SAĞIRLAŞMAK : Turkish Turkish

ışitemez duruma gelmek, sağır olmak

SAĞIRLAŞMAK : Turkish Turkish

(tencere, soba vb. için) güç ısınarak geç pişirmek

SAĞIRLIK : Turkish Turkish

sağır olma durumu

SAĞIRYILAN : Turkish Turkish

engerekgillerden, daha çok dağlık yerlerde yaşayan. boyu
75 santimetre uzunlukta, çok zehirli bir tür yılan (vipera aspis)

SAĞİSTEM : Turkish Turkish

ıyi niyet, °hüsnüniyet

SAĞKALIM : Turkish Turkish

kaza, hastalık vb. gibi ölümcül bir durumu sağ olarak atlatma