Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SAĞLIKLI : Turkish Turkish

sağlam, doğru, güvenilir, gerçek

SAĞLIKLILIK : Turkish Turkish

sağlıklı olma durumu

SAĞLIKSAL : Turkish Turkish

sağlıkla ilgili, °hijyenik

SAĞLIKSIZ : Turkish Turkish

sağlık durumu iyi olmayan, sağlığı bozuk, °sıhhatsiz: sağlıksız bir çocuk

SAĞLIKSIZ : Turkish Turkish

sağlam, doğru, güvenilir olmayan: sağlıksız bir karar

SAĞLIKSIZLIK : Turkish Turkish

sağlıksız olma durumu

SAĞMA : Turkish Turkish

sağmak eylemi

SAĞMAK, -AR : Turkish Turkish

memeyi parmaklar arasında sıkarak sütünü akıtmak: ıneği sağdı

SAĞMAK, -AR : Turkish Turkish

(balı) kovandan almak

SAĞMAK, -AR : Turkish Turkish

yumak durumundaki bir şeyi çözüp açmak

SAĞMAK, -AR : Turkish Turkish

aldatarak parasını çekmek

SAĞMAK, -AR : Turkish Turkish

yılan zehirini akıtarak almak

SAĞMAL : Turkish Turkish

süt veren, sağılan, sağımlı

SAĞMAL : Turkish Turkish

sağılan, süt veren inek

SAĞMAL : Turkish Turkish

sömürülen kendisinden çıkar sağlanılan (kimse, ülke vb.)

SAĞMAL İNEK : Turkish Turkish

aptal yerine konularak, kendisinden sürekli çıkar sağlanan kimse

SAĞMALLIK : Turkish Turkish

sağmal olma durumu

SAĞRI : Turkish Turkish

memeli hayvanlarda bel ile kuyruk arasındaki dolgun ve yuvarlakça bölüm

SAĞRI KEMİĞİ : Turkish Turkish

elkemiği ile kuyruksokumu kemiği arasındaki kemik

SAĞTÖRE : Turkish Turkish

ahlak

SAGU : Turkish Turkish

kimi hurma ağaçlarının özünden çıkarılan ve pirinç gibi kullanılan nişastalı bir madde, hintirmiği

SAĞU : Turkish Turkish

ağıt

SAĞUCU : Turkish Turkish

ağıtçı

ŞAH : Turkish Turkish

ıran ya da afgan hükümdarı, °şeh

ŞAH : Turkish Turkish

satranç oyununda en önemli taş