Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SAĞKALIM : Turkish Turkish

ölümcül bir durumda sağ kalan bireylerin sayısı

SAĞLAK : Turkish Turkish

sağ elini kullanan (kimse)

SAĞLAM : Turkish Turkish

dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz

SAĞLAM : Turkish Turkish

zarar görmemiş, bozulmamış

SAĞLAM : Turkish Turkish

sakatlık ya da sayrılığı bulunmayan, sağlıklı, °sıhhatli

SAĞLAM : Turkish Turkish

güvenilir

SAĞLAM : Turkish Turkish

gerçek, inanılır bir temeli olan

SAĞLAM : Turkish Turkish

(.'.) hlk. her halde, °muhakkak

SAĞLAM AYAKKABI DEĞİL : Turkish Turkish

ir kimsenin güvenilmez olduğunu belirtir

SAĞLAM KAZIĞA ( YA DA SAĞLAMA) BAĞLAMAK : Turkish Turkish

işin sonuçlanmasına engel olacak şeyleri ortadan kaldırmak, işin aksamadan yürümesini sağlayacak önlemleri almak, güvence altına almak

SAĞLAMA : Turkish Turkish

sağlamak eylemi: gerekli kurtuluş parasını sağlamayı başardı

SAĞLAMA : Turkish Turkish

ir problemin çözümü ya da bir hesabın doğruluğunu denetlemek için yapılan işlem, °mizan

SAĞLAMAK : Turkish Turkish

ir işin olması için gerekli durumu, koşulları hazırlamak, °temin etmek

SAĞLAMAK : Turkish Turkish

elde etmek, °sahip olmak

SAĞLAMAK : Turkish Turkish

ir işlemin doğruluğunu ortaya koymak

SAĞLAMAK : Turkish Turkish

(taşıt araçları için) yolun sağ yanına geçmek

SAĞLAMCA : Turkish Turkish

oldukça sağlam, sağlama yakın

SAĞLAMCA : Turkish Turkish

sağlam olarak

SAĞLAMCI : Turkish Turkish

ışini sağlama bağlayan kimse

SAĞLAMCILIK : Turkish Turkish

sağlamcı olma özelliği

SAĞLAMLAMA : Turkish Turkish

sağlamlamak eylemi

SAĞLAMLAMAK : Turkish Turkish

sağlam bir duruma getirmek

SAĞLAMLAMAK : Turkish Turkish

ir durumun, bir sözün doğru, gerçek olduğunu kanıtlamak

SAĞLAMLAŞMA : Turkish Turkish

sağlamlaşmak eylemi

SAĞLAMLAŞMAK : Turkish Turkish

sağlam duruma gelmek: kapı sağlamlaştı