Turkish
HÂMİL : Turkish Risale
(Hâmile) Yüklü yüklenmiş. * Gebe. * Taşıyan, götüren. * Hâiz. * Mâlik, sahib. * Uhdesinde bir poliçe bulunan
HÂMİL-İ VAHY : Turkish Risale
Vahyi Peygamberimize (A.S.M.) getiren Cebrail (A.S.)
HÂMİSEN : Turkish Risale
Beşinci olarak, beşinci olmak üzere
HÂNENDE : Turkish Risale
f. Okuyan, şarkı söyleyen
HÂNENDE-GÂN : Turkish Risale
f. (Hânende. C.) Hânendeler, şarkı söyleyenler, şarkıcılar
HÂNENDE-GÎ : Turkish Risale
f. Şarkıcılık, hânendelik
HÂNMÂN : Turkish Risale
f. Ev-bark, ocak
HÂNMÂN-SÛZ : Turkish Risale
f. Ocak yakıcı, ev-bark yakan
HÂNÇE : Turkish Risale
f. Küçük tepsi, ufak sini
HÂNÇE-İ ZER : Turkish Risale
Küçük altın tepsi. * Mc: Güneş
HÂR : Turkish Risale
f. Diken
HÂR-I FİRKAT : Turkish Risale
Ayrılık acısı
HÂRIK-I ÂDE : Turkish Risale
Âdeti yırtan, âdetin dışarısında, hârikulâde
HÂRİC : Turkish Risale
Bir şeyin veya mahallin veya memleketin dışında kalan. * Ecnebi
HÂRİC-İ VATAN : Turkish Risale
Vatanın harici
HÂRİKA : Turkish Risale
Ateş, nâr, od
HÂRİKA-PİŞE : Turkish Risale
f. Hârikalı. Hârika işler yapan
HÂRİKA-İ SEVDÂ : Turkish Risale
Aşk ateşi
HÂRİKAT : Turkish Risale
(Hârika. C.) Şaşılacak şeyler, hârikalar. İnsanda hayret uyandıran şeyler
HÂRİKAVÎ : Turkish Risale
Harika cinsinden, harika gibi
HÂRİKULÂDE : Turkish Risale
Fevkalâde, âdetin hâricinde bulunan şey, eser. Görülmedik derecede. Son derece kıymet ve ehemmiyeti hâiz olan şey
HÂRİM : Turkish Risale
Fakir
HÂRİS : Turkish Risale
Muhafız. Bekçi. * Gözcü. Himaye eden. Bekleyen
HÂRİS-İ GAYUR : Turkish Risale
Çalışkan ve gayretli çiftçi
HÂRİS-İ VATAN : Turkish Risale
Vatanın koruyucusu, vatanın bekçisi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani